Hurma Zamanı

Geçen yıl hurma ağacımızdaki meyveleri toplamış, eşe dosta dağıttıktan sonra geriye kalan 150 kg kadar meyveyi ziyan olmasın diye yardımcımıza verip ne yaparsan yap demiştik. O da kilosu üç otuz paraya satmıştı. Tam da o esnada japonların hurmayı çok sevdiklerini, kurutarak sakladıklarını ve latince ismi Diospyros olan bu meyvenin ne kadar yararlı olduğunu öğrenmiştik.

Japonların “Korogaki” dedikleri kurutulmuş hurmayı öğrenince çok hayıflanmış ve elimizde kalanlarla hemen denenmiştik. Sonucu görünce o kadar hurmayı nasıl sattık diye epey dövünmüş, sonra da kaderimize küsüp bu mevsimi dört gözle bekler olmuştuk.


Hurma ağacımız bu yıl da bize güzel meyvelerinden sundu. Hele yaprakları kızarmaya başlayıp iyice sararmış meyveler açığa çıktıkça seyrine doyulmuyor.

Bu hafta sonu “Korogaki” yapımı için seri imalata başladık.

Hepimiz çakılarımızı biledik. Ağaçtan bir sele topluyoruz, sonra oturup hepsini soyuyoruz, iplere bağlıyoruz. Mutfakta, kaynamakta olan suya daldırıp ona kadar sayıyoruz. Çıkarıp, sundurmanın altında hazırladığımız askı çıtalarına bağlıyoruz.

Yardımcımız İsmail hemen acemi askerliğindeki günleri yad’etti. Ama sanırım Korogaki yapımı askerdeki patates soyma anılarına baskın gelecek.

Soyma işlemi çok uzun sürdüğünden biribirimize hikayeler anlatmaya başladık.

İki günde ne kadar hurma soyduk bilemiyorum. Herhalde 3 sele olmuştur. Daha geride 6-7 sele var gibi görünüyor.

Pamuklu iplere üçer üçer bağlayıp, mümkün mertebe biribirlerine değmeyecek şekilde çıtalara bağladığımızda hoş bir görüntü oldu. Meyveler olgunlaşmadan hepsini soyup çıtalara astığımızda nasıl olacak merak ediyoruz…

10 Comments

  1. Koreliler de çok seviyor hurmayı. Hasat bayramında hurmalı bir içecek yapıyorlar, üzeri çam fıstıklı. (Dilerim Bir Ot Masalı’nı seversiniz!)

  2. Bugun ilk korogaki denememi yaptim. Marketten aldigim 6 tane sert hurma ile, o yuzden islem kisa surdu!:) Yalniz hurmalari iple baglama asamasinda ne yapacagimi biraz sasirdim. Neresinden baglayacagimi bilemedim. Sizin fotodan sanki saplara baglanmis gibi geldi. Sonunda 5’ini kucucuk saplarindan, 6.sini ise sapi olmadigi icin (alirken buna dikkat etmedim tabi ki! 🙂 ipi icinden igne ile gecirerek bagladim. Umarim yanlis bir sey yapmamisimdir. Saplar kurudukca ipler gevseyip hurma duser diye endiseleniyorum. Bir de ip naylon. Evde baska turlu kalin bir ip yoktu.
    Neleri yanlis yapmisim ogretmenim? 🙂

  3. Bence bu işte yanlış yapmak yok, ille olurlar. Biz de sapından bağlıyoruz, sap yoksa paket gibi dışından bağlıyorduk, belki iğne daha pratik bir yöntem. İp de ne varsa mecburen o olacak, bir süre bekleyecek ve hurmaları tartabilecek kadar sağlam olması yeterli herhalde.
    Biz de astık bir kısmını, burada rüzgar uçurup gökyüzüne savurmazsa turuncu toplarımızı, kuruyacaklar:)
    Öğretmenimiz Japonlar, bu yöntemi Japonca ama fotoğraflı bir siteden deşifre etmiştim. Ah bir de Japonca bilsem neler yapacağım ama…:)

  4. Ben icerde camasir askiligina astim!:) Yagistan koruyabilecek bir yer henuz yok. Karavanin onundeki pergole hava gunesliyken cok isiniyor. Arada da zaten pencereler acik, havadar. Eger dusmeler olursa, cevresinden ipe gecirmeyi deneyecegim. Daha kolay.
    Uzun kis gecelerinde Japonca calismaktan daha zevkli ne olabilir!:)

  5. Selam,

    1998 yılında bu meyve ile ne yapabiliriz diye yola çıkmış ve “Trabzon hurmasının gıda teknolojisinde kullanım olanakları” adı altında bir makale hazırlayıp Dünya Gıda Dergisinde yayınlatmıştık. Doktora, askerlik, iş-güç derken ihmal ettik trabzon hurmasını. Ancak görüyorum ki Uzak Doğuda başlıca işleme tekniği olan kurutma işini epeyce ilerletmişsiniz. Öncelikle tebrik ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Kurutma aşamasındaki görüntüleri bile çok güzel. e-posta adresime yazabilirseniz, sevinirim.

    • Yalçın bey, teşekkür ederiz.

      2008 yılından bu yana artık her yıl geometrik artan bir sayıda daha çok kişi hurma kurutuyor. O kadar güzel ve lezzetli oluyor ki, yapanlar neden daha önce bilmediklerine üzülüyorlar.

  6. peki bu kurutma işi rutubetli yerlerde yapılabilirmiki? ben ankarada yaşarken annem pekçok sebzeyi kurutur saklardı. ama kocaelide nem var. o yüzden kurumuş herşey birsüre sonra nemleniyor. yada içi küf tutuyor.

    • Evet. Aslında ben de merak ediyorum bunu. Alanya’da yaşıyoruz ve burada sebze kurutup yemek neredeyse imkânsız. Aşırı derece nemden her şey bozuluyor. (Yada biz bir şeyleri yanlış yapıyoruz)

  7. gıda kurutucular var bahri bey, önce açık havada suyunu iyice cektirip sonra gıda kurutucuya alsanız? bir de sebze meyve kurutanlar hep derin dondurucuya koyuyor yoksa her yerde bozulur

    japonlar bunu nasıl tuketıyormus?

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*