İki arada, bir derede…

Bu günler sonbahar ile ilkbaharın tam ortası. Meyvelitepe bir yandan sonbaharın izlerini taşıyor. Hala bahçeden topladığımız pırasa, kereviz ve ıspanak gibi kış sebzelerini saymazsak sonbahardan kalan ürünlerimiz, zeytinler, kurutulmuş hurmalar ve acı biberlerimizi geçmiş mevsimi anarak tüketiyoruz. Bizim aşılı kestanelerin daha bir kaç yılı var ama, komşulardan temin ettiğimiz hacı ömer kestaneler hala taptaze, kış akşamlarımıza çeşni katıyor.

Önce hurmalardan söz edeyim biraz. Bizim kurutulmuş hurmalar, köyde, hatta kısmen bölgede çok popüler oldu. Yardımcımız İsmail, bir hurmaya kendini Meyvelitepeye kadar getirtiyor hala. Köydeki neredeyse ortak karar, önümüzdeki sonbaharda köydeki tüm hurmalar kurutulacak. Tabii, knowhow’ı İsmail’den alabilirlerse. İsmail, köyün hurmalarını kilosu bir liradan kurutmaya hazırlayıp iplere dizmek üzere ufak çaplı bir işletmeyi nasıl kurarım’ın düşü içinde.

Geçen yaz Thai-Dragon biberlerimizi yetiştirirken, taze olarak tükettiğimiz diğer tatlı biberlerimizin yanında bunları ne yapacağımızı pek bilememiştik. Meğer thai-dragon’lar yaz için değil, kış içinmiş. Bunu sonbahar geçip de havalar soğuduğunda anladık.

Yaz boyunca kızaran biberleri toplayarak kurutmuştuk. Havalar soğuduğunda kalanları kökten sökerek kurusunlar diye seraya koymuştuk. Bu biberler kış boyunca biren fazla ailenin tarhana çorbası, mercimek ve fasulye yemeklerinin demirbaşı oldu. Tarhana çorbasına atılan iki tane thai-dragon, ilk üç beş kaşıktan itibaren önce gövdenize yayılan hoş bir ısı, sonra iyice kızaran kulaklara sebep oluyor. Dışarıda hava nasıl olursa olsun bir kaç saat boyunca gayet sportif bir şekilde dolaşabilmenizi de sağlıyor. İşin ilginç tarafı hiç bir şekilde ağzınız veya diliniz yanmıyor. Bu bahar tabii ki yeni thai-dragon fideleri yapacağız.

Öte yandan bahar hazırlıkları gittikçe artan bir tempo ile başladı. Zeytinler toplanır toplanmaz arazinin tümüne aşılanmış tohumlardan yonca ekmiştik. Baklagiller arasında toprağa verdiği azot miktarı açısından en yüksek değere sahip olan yoncalar çimlenerek uçlarını gösterdiler. Büyümek için toprağın biraz ısınmasını bekliyorlar.

Bu yıl, mantarlar ve mantar kültürlerinin yaratabileceği hastalıklara karşı organik mikrobiyal bir ürün deneyeceğiz. Deneme ürünlerini temin ettik. Kullanılacağı günü bekliyorlar. Böylece bakırlı bordo bulamacı kullanımını yok etmeye çalışacağız.

Tohumlarımızı elden geçiriyoruz. Gerek sebze, gerek çiçek neler ekeceğimize, nelerin fidesini yapacağımıza karar veriyoruz. Ortanca çeliklerimizi hazırlamaya başladık. Daha önce gözümüze kestirdiğimiz yaz kış açan güllerden çelikler aldık, köklendirmek üzere yastıklara dikimlerini yaptık. Geçen yılki domateslerden seçtiklerimize bu yıl pembe domates de ilave ettik.

Yirmi tane 2 yaşında likapa (yaban mersini – blueberry) fidanı sipariş ettik. Likapaların istediği asitli toprağı hazırlamak için bugünkü yağmura rağmen çam ormanı dibinden 10 çuval kadar yarı çürümüş çam iğnesi vb. topladık. Yeni deneyeceğimiz bir bitki de Goji Berry. İki fidan temin ederek seraya koyduk bile. Ayrıca tohumdan goji-berry fidanı da yetiştirmeye çalışacağız. İlk etapda 50-60 kadar tohum ektik. Çimlendiklerini görürsek sayıyı bir kaç bine kadar çıkarabilmek hedefimiz de var.

Kocayemiş fidanlarımız, önümüzdeki sonbaharda verecekleri meyvelerin çiçeklerini salkım salkım açtılar bile.

Geçen yıl daha çok sebzelerin arasına diktiğimiz kadife çiçekleri (marigold) kışa kadar o kadar güzel açtılar ki, bu yıl sebze, çiçek bahçelerinin yanısıra meyve fidanlarının, hatta zeytinlerin arasına bile dikeceğiz.

8 Comments

  1. Kina ciceklerini cok severim ben; buyudugum sitenin bahcelerinde hep olurdu. Hani garip bir kokusu vardir ya, bayilirim 🙂
    Blueberry fazlaniz olursa da zeytin gibi satmayi dusunur musunuz? Donmusu markette satiliyor ama organik oldugunu sanmam.

  2. Yaban mersininin blueberry oldugunu bilmiyordum. Burada Kizlanlilarin “mersin” dedigi, meyveleri ya beyaz ya da blueberry renginde mavi olan, calimsi bir bitki var. Ama meyveleri benim bildigim blueberry’ye benzemiyor. Cok hos bir kokusu var ama tadi “kekremsi” (umarim yoresel bir kelime degildir bu!:) Blueberry gibi avuc avuc yenmiyor. Sizin fidanlar gelince, fotografini koyar misiniz?

  3. merhaba
    sitenizi büyük bir keyifle takip ediyorum özellikle eviniz bir harika.huzur ve sağlık içinde oturun inşlh.
    bizim de rumelı fenerınde bir bahçemiz var.özellikle oğlum için yararlı olacağı için blue berry yetiştirmek istiyorum .acaba fidanları aldıgınız yeri ve ytiştirme şeklini benimle paylaşabilir misiniz? şimdiden teşekkürler
    sevgiler
    şebnem
    [email protected]

  4. Magissa, inşallah fidanlarımızı dikeriz, büyürler, meyve verirler, size de göndeririz.
    Pınar, sözünü ettiğiniz göven olabilir mi? Bitki dikenli ise, meyvelerin iri tek bir çekirdeği varsa öyle olmalı. Fidanları sipariş ettik ama henüz gelmediler. Asitik toprak istedikleri için yerlerini hazırlamaya çalışıyoruz.
    Malla, istediğin kına çiçeği olsun.
    Şebnem, http://www.yabanmersini.net/ adresinden fidanları sipariş ettiğimiz fidanlığa ulaşabilirsiniz.
    Yetiştirme şeklini biz de deneyeceğiz. şimdilik güneşli veya yarı gölge yerlerde, PH 4.5-5 asitik toprakta olduğunu biliyoruz. Bir de nemi biraz seviyor. Bu sebeple fidan dikiminde her ihtimale karşı su tutucu kullanacağız.

  5. merhaba sitenizi takip ediyorum bende thai-dragon biberlerinin tohumlarını nerden bulabilirim diye sormak istiyordum gerci benden öncede soran olmuş bir adres falan verebilirseniz bende denek istiyorum bu biberleri yetiştirmeyi annemlerin altınolukta bahceli bir evi var oaraya ekecegim

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*