Kaolin – Parçacık Film Teknolojisi – Hasat Sorunlarından Kaçınmak

Bu bölümdeki diğer yazıların içinde dağınık olarak olası hasat sorunlarından kaçınmak için dikkat edilmesi gerekenleri yazmıştım ama belki gözden kaçar düşüncesiyle ayrı bir sayfada toparlamaya çalışacağım.

Kaolin kaplaması yaprak, dal, gövde ve meyvelerde film oluşturur. Bu film,  fotosentez ve güneş etkileri, zararlı ve hastalık etkileri hakkında önceki yazıların tümünde anlatılan teknolojinin temelini oluşturuyor. Başka bir deyim ile, bahsedilen olumlu etkileri oluşturmak için bitki yaprak, dal ve meyveleri üzerinde ince, beyaz bir kaolin tabakası oluşturmaya çalışıyoruz.

Dr.Glenn ve ekibinin Parçacık Film Teknolojisi çalışmalarında geçmiş literatür taramasından sonra en etkili malzemeyi tesbit etme çalışması yaparlarken belirledikleri kriterler;

  1. Kimyasal olarak eylemsiz mineral parçacıkları,
  2. Parçacık çapı < 2 μm
  3. Yayılarak uniform bir film oluşturacak şekilde formüle edilmiş,
  4. Yaprakların gaz alış verişini etkilemeyecek gözenekli bir film oluşturma özelliği,
  5. Fotosentetik Aktif Işınımları (PAR) geçirirken ultraviyole (UV) ve infrared (IR) ışınımları belirli bir oranda geri yansıtması,
  6. Böceklerin ve diğer patojenlerin bitki üzerindeki davranışlarını etkilemesi,
  7. Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi

şeklindeydi.

Bu kriterlerden 7. madde, sonunda tüm emeklerin uğruna harcandığı verimli ve sağlıklı ürünlerin elde edildikten sonra tüketiciye ulaşırken kabul görebilmesi için önemli bir kriter. Çok az tüketici Parçacık Film Teknolojisi ve bu uygulamaların meyve ve sebzeler üzerinde gözle ve dokunulduğunda farkedilen bir film tabakası bıraktığının farkında. Farkında olanlar da şayet hangi bahçeden geldiğini ve üreticisini bilmiyorlarsa bu tabakanın zararlı olmayan, hatta yenebilir bir mineral olan kaolin olduğunu bilmeyebilir. Kaldı ki, meyveler üzerindeki kaolin tabakası her şeye rağmen o meyve üzerinde başka pestisit kullanılmadığı anlamına da gelmez. Tüketici psikolojisi, görülmeyen toksik pestisit kaplı bir meyveyi, sağlıklı ama gözle farkedilen kaolin kaplı meyveye tercih edebilir.

Bu sebeple, şayet üretici ile tüketici arasında doğrudan bir bağ kurulmamış ya da sertifika kuruluşlarınca denetlenip garanti altına alınmamış ise hasat sonrası ürünlerdeki kaolin tabakası kalıntısı durumu önceden mutlaka göz önüne alınması gereken bir durumdur.

Önceki yazılarda da çokça tekrarladığım gibi, kaolin film uygulamasının mutlaka bir amacının olması, bitkinin,  malzemenin ve uygulamanın olabildiğince detaylı olarak bilinmesi gerekir.

Uygulama yapılan bitkiler kabuğu ile mi tüketiciye ulaşıyor, hasat sonrası tüketiciye ulaşmadan önce ürünün özelliğinden dolayı bir işlemeden geçmek mecburiyetinde mi, kabuk da yeniyor mu, meyvelerin yıkanarak kaolin kalıntısından arındırılma imkanı, meyvenin özelliğii ya da üreticinin olanakları bakımından var mı şeklindeki sorular hasat öncesinde yapılması düşünülen kaolin uygulamalarının yapılma zamanı ve solusyon özelliklerine karar vermek bakımından önemlidir.

Elma, armut, turunçgiller gibi pek çok meyvenin büyük bahçelerde ticari amaçla yetiştirilmesinde hasat sonrası tüketiciye ulaştırılmadan önce otomatik yıkama, boylama ve paketleme sistemlerinden geçtiğini biliyoruz.  Yurt dışında kaolin kaplamalı meyveler üzerindeki kalıntının bu sistemlere yapılan özel ayarlar ile (meyveleri yıkama tankında daha uzun süre bekletmek, fırça ayarları, püskürtme yıkamasında basınç ayarı vb.) temizleniyor. Kaolin kalıntısını temizleme amaçlı özel temizleyici malzemeler dahi üretilmiş. Ülkemizde de ürünlerini bu gibi sistemlerden geçiren yetiştiricilerin kalıntının temizlenmesi için özel önlem alması gerekebilir. Bir Avustralya markası olan Screen’in kullanım kılavuzunda temizleme yöntemleri ve dikkat edilmesi gerekenler detaylı olarak anlatılmış.

Surround için ise özel bir yıkama broşürü hazırlanmış. Burada genel olarak ve hangi tür meyve için ne gibi özel yıkama yöntemleri kullanılmalı anlatılmış.

 

 

 

Zeytin, ceviz, fındık gibi ürünler ya da taze olarak tüketiciye gitmeksizin doğrudan işlenecek meyvelerde kaolin kalıntısı önemli önemli değildir. Zeytin işlenmeden önce zaten defalarca yıkanır, olası kaolin kalıntısı yağ ve sofralık kalitesini etkilemez, aksine büyük ihtimal pestisit içermeden zeytin sineği zararına uğramamış olacağı için yağı da daha kaliteli olur. Ceviz, fındık gibi ürünlerin dış kabukları hasat sonrası çıkarıldığından kaolin kalıntısı kalmaz.

Hasat sonrası yetiştirdiği meyveleri yıkama imkanı olmayan yetiştiriciler ise kaolin uygulamasında elde etmek istedikleri faydalar ile hasat sırasındaki olası kalıntının hesabını iyi yapmalılar.

Taze olarak tüketiciye ulaştırılacak meyvelerde yıkama gerektirmeden kaolin uygulamasından yararlanmak mümkündür. Yukarıdaki naşi armutlarında yapraklarda kaolin kaplaması mevcut olduğu halde meyvelerde hiç kalıntı yok.

Buradaki domateslerde de bitki çok belirgin bir şekilde kaolin ile kaplı olduğu halde meyveler pırıl pırıl temiz.

Buna karşın, bu zeytinler fotoğrafın çekildiği tarihten en az bir buçuk ay önce yapılan bir uygulama ile kaolin kaplı. Hava şartlarına dayanıklı ve kalıcı bir suspansiyon ile hemen bir uygulama daha yapılarak kaplama sağlamlaştırılacak ve iki ay sonra yapılacak hasatta da kaplama en az bu günkü kadar mevcut olacak.

Armutlarda son uygulama meyveler ceviz kadarken, yaprak ve dallarda gücünü uzun süre devam ettirecek kalıcı ve güçlü bir suspansiyon kullanılmıştı. İlk uygulamanın ise armut psilasına karşı henüz gözler uyanmadan, Şubat sonlarında yapılması öneriliyor. Bu şekilde bitki maksimum ölçüde korunurken meyvelerde kaolin kalıntısı olmaması sağlanabiliyor.

Domateslerde de benzeri bir yöntem kullanılarak yapraklardaki kaplama ile bitki korunurken meyvelerin kaplamasız olması sağlanabiliyor. Aynı yöntem sebzelerin büyük bir bölümünde de geçerli.

Şeftali, kayısı gibi meyvelerde, tüylü dış yüzeyin tutuculuğundan dolayı, meyve tutumu hemen sonrası yapılan uygulamanın tekrarı meyveler normal büyüklüklerinin 1/3’üne ulaştığında durdurulmalıdır. Bu şekilde yapraklardaki kaplama ağaçlarda etkisini sürdürürken büyüyen meyvelerde kalıntı olmayacaktır. Aynı yöntem, kalıntı olması istenmeyen ve hasat sonrası yıkama işlemine girmeyecek diğer meyveler için de uygulanmalıdır.

Çiçekten sonra olgunlaşma süresi çok kısa olan kiraz gibi meyvelerde meyvenin değerlendirilme şekline göre uygulama kararı verilmelidir. Kiraza hasat sonrası ağaçların korunması amacıyla kaolin uygulama yapılması yurt dışında oldukça yaygın.

Çilek gibi meyvelerde meyvesiz dönemlerde şayet gerekiyorsa kaolin uygulaması yapılmalı, meyveli dönemde yapılmamalıdır.

Doğrudan yaprakları yenen, nane, maydonoz, kekik, roka, kıvırck gibi bitkilerde kaolin uygulaması yapılmamalıdır.

©Meyvelitepe

11 Comments

  1. Harika !

    Benim en çok ilgimi çeken şey, şimdiye kadar bu kadar etkin ve bu kadar “uygun bütçeli” – anladığım kadarı ile Türkiye kaolin zengini bir ülke – bir koruyucu üzerine Türkiye’ de hiç bir çalışma olmaması. Sizin yazdığınız bir yazıdan hatırladığım kadarı ile Zeytin özelinde, diyelim ki yeni bir zeytin üreticisi olarak Tarım ve Köy işleri Bakanlığının – ki aynı zamanda deniz bakanlığıdır, yani patlıcanla hamsiye BAKAN aynı insandır bu güzelim ülkede – sirkülerlerini okursam, orada bana bin türlü zehirli mücadele yöntemlerini anlatırken KAOLİN’ den sadece gölgeleyici olarak bahsetmesi ve sizin bundan bahsetmenizden sonra gelişen “TU KAKA” dercesine doğan gariplikler.

    Demek istediğim, siz kendi halinizde, ne ziraat mühendisi kimliğiyle, ne biyolog kimliğiyle, ne mikrobiyolog kimliğiyle – ki bir sürülerinin araştırmacılığından daha fazla araştırarak -, kendinizce, kendi bahçenizde araştırmalar, deneyler yaparken, dikkate değer bulduğunuz, doğal korunma yöntemlerini tüm detaylarıyla anlatmaktan zevk duyarken, hatta tipik bir yaklaşım olan ACABA ? sorularına bin türlü bilimsel karşılıkla tekrar tekrar araştırarak, tekrar tekrar yorulmadan cevap verirken, birilerinin bu konuya sürekli soru değil SORUN ile yaklaşımlarını anlamak mümkün değil.

    BİLGİ bir yerlerde duruyor, ona ulaşan, ne kadar cahil olduğunu anlayarak tekrar takrar araştırıyor, uygulamalarını geliştiriyor, gün geliyor, bir bakıyor ki, domatese bile uygulanabilinir bir yöntem var. ya da kaolin özelinde yok ama XYZ özelinde var.

    Soru sormak herkesin hakkı tabii ki, ama soru sorarken geçmişi bilmeden ya da yok sayarak sormak, hem o sorunun kalitesini hem de soranın gerçekliğini sorgulatıyor insana…

    özetle, subjektif olarak sizi seviyoruz…

    sevgiler…

  2. Merhaba,

    Daha okuduğum yazılarınızdan mülhem kaolin aldım (Sunguard) 50mkare küçük bir bahçem var (ist/beykoz) bahçede sadece biber ve domates var. (Hepsi farklı çeşitlerde.) Çiçekten kurtulup biraz büyüdüler ama daha hasata çok var malum. Ben kaolin uygulaması yapmak istiyorum. Bu esnada büyümüş olan az sayıdaki biber ve domateste kaplanmış olacak . Daha sonra bu kaolin kaplanmış sebzeyi ev şartlarında nasıl temizleye bilirim mesala beyaz sirke olabilli mi? Geçen senelerde domatese ve bibere gelen tırtıllar vardı onları bertaraf etmek için de büyüyen sebzelerin üzerini kaplamak makul olur mu? domateste koltuk almadan sonra açılan yaralara fırça veya püskürtme ile kaolin sürmek hastalıkların gelmesine mani olur mu? Yağmur kaolini yıkar mı? yağmurdan sonra tekrar kaplama yapmak gerekir mi? Sebzelerim sık her sene hasta oluyor toprakta bir besin eksikliği ya da mantari bir hastalık olabilir diye düşünüyorum bunun için de irfan çayı yapacağım, malzemeyi aldım , yağmur yağdı ot bol. Mantari hastalıklarle mücadele için irfan çayının içine hangi ot/ağaç yaprağı koymamı tavsiye edersiniz.
    Verdiğiniz/vereceğiniz bilgiler için müteşekkirim.
    Hürmetle.

    • Sebzelerde kaolini %2,5 oranında ve yapıştırıcı kullanmadan yapın. Bu şekilde su ile çok kolay yıkanır. Uygulamanın böyle yapıldığı durumlarda elbette yağmur da kaplamayı kolayca yıkar. Domateslere gelen tırtıllar için kaolin ile birlikte veya ayrıca Delfin isimli biyolojik ilacı kullanabilirsiniz. Koltuk alma yaralarına kaolin sürmenin doğrudan bir engelleyici rolü olmaz. Sebzelerinizi hep aynı yere ekiyorsanız, bahçenizde yeterince hava akımı yok ve nemli kalabiliyorsa hastalık, özellikle de mantar kökenli hastalıklar olma olasılığı çok artar. İrfan çayının içinde bol biberiye kekik gibi otlar da koyarsanız mantar hastalıklarını geriletmede bir nebze de olsa işe yarayabilir.

  3. Sn. Meyvelitepe, kaolin uygulamasını akhisardaki zeytinlerime yaptığımda, üzerindeki çamur tabakası ürünü tüccara verirken de sıkıntı yaratır mı? Bu ne abi, ben bu zeytini almam der mi yoksa sadece son tüketici olan vatandaş açısından mı sıkıntı oluyor bu tabaka?

    Ayrıca diyelim tüccar almak istemedi.. kasaları akşam eve getirip, (zaten olsa olsa en fazla 40 kasa olur) hotumla yıkayıp sonra tüccara götürsem fayda eder mi? Yıkamayma tabaka akar gider mi veya ertesi güne kadar ıslak zeytinin beklemesi zarar verir mi?

    • Hasat sırasında fazla bir beyaz tabaka kalmamış olması lazım. Hortumla yıkarsanız da olur. Öte yandan zeytin her durumda işlenecek. İşlenmesi esnasında zaten bir şey kalmaz. Müşterinize izah edersiniz, görünmeyen zehirden kat kat iyidir.

  4. bahçemde mantar hastalıklarına karşı çay ağacı yağı kullandım. emülgatörü propolis. biraz etkisi oluyor. bizim bahçede ilkbahar ve sonbaharda çok çiğ oluyor ve öğlene kadar kalıyor. mantar hastalıkları çok. düzenli yapınca çay ağacı iyi geldi. ziraat mühendisi bir arkadaşım yabancı bir firmanın ülkemizde patentini aldığını ama üretmediğini söyledi.
    çay ağacı yağını aromaterapi kitabında okumuştum. onunla ve başka yağlarla ağız gargarası hazırlanıyordu. emilgatörü de orada okumuştum. oldukça etkili bir gargara. oradan bitkilerde de etkili olabilir düşüncesiyle denedim.

    • Başka pek çok uçucu yağ da mantar hastalıklarına karşı etkili. Söz gelimi biberiye yağı. Fakat uçucu yağlar normal bir şekilde su ile karışmadıkları için mutlaka bir emulgatör kullanmak gerekiyor. Aksi halde yapraklara isabet eden fazla yoğun yağ damlacıkları fitotoksite yapabiliyor.

  5. Domates konusunda cok sikinti yasamadiginizi goruyorum. Onceki yillarda da kilolarca domates aliyordunuz. Oysa tuta absouluta benim ufak domates denememi mahvediyor. Feromon tuzagi, biberli, isirgan otlu vs organik karisimlar fayda etmiyor.

    Sizin domatesten zararsiz cikmanizin sebebi Kaolin kili kaplamasi midir? Yoksa farkli bir uygulama yapiyor musunuz?

    • Bizde tuta absoluta pek görünmüyor. Bazen yeşil kurt görülüyor, özellikle ince kabuklu domateslerde zarar olabiliyor. Kaolinin elbette uzaklaştırıcı etkisi var. Tuta absoluta söz konusu olduğunda bacillus thuringiensis içerikli biyolojik ilacı da öneririm, zararlıyı larva durumda ve açıkta yakaladığında öldürür. Popülasyonun azlmasında işlevseldir.

  6. propolisi nasıl kullandınız”sorunuzu az önce gördüm. emülgatör olduğunu yazdığım için sizin bileceğinizi düşünmüştüm. propolis çay ağacı yağının suda çözünmesini sağlıyor. suya çay ağacını damlattım sonra propolisi damlattım. yağ suda çözündü. tamamı olmuyor ama. fazla gelen propolis suda katılaşıyor. pompayı tıkamaması için süzgeçle alıyorum. benim baktığım tarif aslında ağız gargarasıydı. mersin hidrolatına limon, nane, lavanta, çay ağacı yağı ekleyip en son propolis damlatıyordu. ben bitkilere de olabileceğini düşünüp denedim.
    eşim bahçede kaolin kili kullanmaya karar verince tüm yazılarınızı okurken sorunuzu görebildim.

1 Trackback / Pingback

  1. Anonim

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*