Mayısta her şey mümkün…

Bu kartopu başka kartopu! İnsanın gözünü gönlünü şenlendiren kapımızın hemen önündeki bu çiçek Nisan-Mayıs aylarının neşesi. Ne yazık ki çiçekleri uzun süre kalmıyor. Neyseki hemen arkasından açan şakayıklar görüntüleri, filbahriler ise ferahlatıcı kokularıyla boşluğu dolduruyor.

Aşağı bahçede faaliyet yoğun. Tüm ağaçlar gibi naşiler de çiçeklenip meyve tuttular, yapraklandılar, alelacele pek çok taze sürgün verdiler. Meyvelerle ağırlaşmasını umduğumuz dallarına destek olacak sistemin hazırlıkları devam ediyor.

Sonbaharda kış örtüsü olmak üzere naşiler arasına ektiğimiz yulaf – fiğ tohumları son bir kaç hafta içinde dizboyuna ulaştı.

Bahçenin bu kısmındaki sebze adaları bol keçi gübresiyle takviye edilerek dikime hazırlandı. Özlenen yaz sezonu için hazırlanan fideleri bekliyorlar.

Sebze parkı adını verdiğimiz aşağı adalara da toprağı beslemek ve organik malzemeyi arttırmak amacıyla yulaf ve fiğ ekmiştik. Fiğler çiçeğe başlar gibi olunca biçip bıraktık, bir kaç gün sonra üzerlerine bol keçi gübresi attık. Fiğ kökleri minik azot yumrularıyla dolu. Fiğ ve yulafların biçilmesinin üzerinden iki hafta geçtikten sonra adalar fidan dikimi için hazırlanacaklardı, bu hafta sonu süre doluyor.

Geçtiğimiz kış başında köklerini çok uzaklardan getirttiğimiz “bocking 14” çeşidi “comfrey” (karakafes otu) bitkilerinin kışı atlatıp atlatamayacaklarını merak ediyorduk. Yirmi kökün yirmisi de canlanıp yaprak çıkarınca derin bir nefes aldık. Tohumdan üremeyen bu çeşidin köklerini büyütüp çoğaltmaya çalışacağız.

Zeytinlikte yaz örtü bitkisi olarak Martta ektiğimiz karabuğday tohumları ilk yağmurlardan sonra çimlendi, hızla büyüdü ve bazıları tomurcuk verdi.  Hala da büyümeye devam ediyor, yan dallar uzatıp onların ucundan da tomurcuk veriyorlar. Nedense tohumu kolay bulunmuyor. Bu yüzden gelecek yılın tohumu olacak kadar hasat etmeyi planlıyoruz.

Karabuğday ile ilgili bizi sevindiren bir gözlemimiz de, bu bitkilerin ceviz ağacı altında da gayet güzel büyümeleri oldu. Bilindiği gibi ceviz ağaçları yaprakları ve kökleri aracılığıyla, bir çok bitkiyi baskılayan, hatta ölümüne sebep olan “juglone” (5 hydroxy – 1, 4-napthoquinone) adlı toksik bir madde salgılıyor. Bu maddeye dayanıklı az sayıda bitkiden başkası ceviz ağacı altında gelişip büyüyemiyor, hatta yaşayamıyor.  “Juglone”a dayanıklı bitkiler içinde karabuğdayın olup olmadığını hatırlayamadık, ama şimdilik zarar vermek şöyle dursun, sanki bu durum onlara yaramış gibi.

Evladiyelik yerli tohumlarımızdan çalı fasulyelerimizin ilk partisini serada yetiştiriyoruz. Havanın sıcak gitmesinden dolayı hızla büyüyorlar.

Geçen yıl seraya ektiğimiz salatalıklar çok uzun bir süre sepetimizi boş bırakmamıştı. O yüzden yine ilk parti salatalık fidelerimizi seradaki bir adaya diktik.

Bu yıl baklayı örtü bitkisi olarak kullanmadık. Sonbaharda sadece yemelik olarak ektiğimiz baklalar da körpe ve leziz meyvelerini vermeye başladılar.

Bu yıl meyve bolluğu yaşanacak gibi görünüyor. Nitekim bizim çilekler de çılgınca çiçeklendi. Hatta büyüyüp kızaranlarla açılışı yaptık bile.

Alt bahçedeki meyve fidanlarının arasına da fiğ-yulaf örtüsü ekmiştik. Yer yer bel hizasına kadar büyüdüler. Biçilme zamanları geldi.

Kovanların önündeki bir dekar kadar alana arı otu (fazelya) ekmek galiba bu yıl yaptığımız en iyi şeylerden biriydi. Sonbaharda ektiklerimiz iyice büyüyüp birden bire çiçeklendiler. Çiçek verme süreleri oldukça uzun. Gündüz saatlerinde fazelyalar arasından geçmek cesaret istiyor, yoğun bir uğultu duyuluyor. Neredeyse her çiçekte bir arı var. Bizim afacanlar bile ancak kenardan bakabiliyorlar.

Bunlar da sonbaharda ektiklerimize komşu bir dekarlık alana Mart ayında ektiklerimiz. Çoktan çimlenip hızla büyümeye başladılar. Meyve ağaçlarının çiçekleri biterken sonbaharda ektiklerimiz çiçeklendi. Onların çiçekleri geçerken etraftaki kestaneler çiçeklenmiş olacak. Kestane çiçekleri bittiğinde ise bunların çiçeklenmiş olmasını umut ediyoruz. Böylece Nisandan itibaren çok uzun bir süre arıları nektarsız bırakmamış olacağız.

İki kovan arımız acemiliğimize rağmen kışı güzel geçirdiler. Kovanlardan biri on çıta tam dolu. Çıtaların büyük bir kısmı da yavru gözü. İyice sıkışıp kaçmasınlar diye üst katı koyduk. Diğer kovanı kışın yedi çıtaya indirmiştik. Onlar da yavru gözü dolu olduğu için birer birer çıta ilave ediyoruz.

Güneşin iyice alçaldığı saatlerde bile fazelya tarlası epey kalabalık ve meşgul. Çok hoş, ıhlamur ile karışık bal kokusuna benzer bir rayiha yayılıyor her yana.

Güzellik ve bolluğun hakim olduğu bir yaza merhaba der gibiyiz, haydi hayırlısı…

11 Comments

  1. Emeğinize sağlık.Bu seneki yeni tarım uygulamalarınızı merakla bekliyoruz.

  2. Ne guzel haberler ve masallah! Bereketiniz bol olsun.

    En cok arilari ve kisi nasil gecirdiklerini merak etmistim. Marmaric’tekilerin fire verdiklerini duyunca uzulmustum. Sizinkiler neler yapti diyordum. Ekibin tam olarak bahara ermesine sevindim 🙂

    Ekim, Kasim aylarina kadar beslenecekleri cicekler var genelde ama sonrasinda Nisan’a kadar ac kaliyormus garibanlar :(( O surecte de aricilik yapanlar olmesin diye glikoz surubunu dayiyorlarmis :((

    Cevizle kardeslik eden bir bitki daha bulmanin haberine sevindim ama onda bizim kriterlerimizde tohum bulmak zor 🙁 Ukrayna’da yetisiyormus en cok zira! Yoksa karabugdayi cok sevdim. Hem lezzet olarak, hem de bitki olarak…

    Tesekkurler bizlerle paylastiginiz icin.

  3. sevgili Meyvelitepe..elinize kolunuza sağlık. bolca emek uğraş var bu sene de size ama afiyetle ve keyifle yemekte var elbet..baklalar harika ben pek severim baklayı… toplamak geldi içimden resimlere bakarken.. ben de ektim azıcık ağaç diplerine, bakalım ne olacak 🙂 kolay gelsin size..

  4. Sevgili Meyvelitepe sakinleri;
    Tabi bütün sakinlerden bahsediyorum çünkü sizin yazılarınız ile hayvan-bitki-ekosistem-doğa sevgisi -hepsi bizleride iştahlandırıyor ve sizlerden haber almış oluyoruz.
    Köşe yazarlarım gibi olmuşsunuz farkında olmadan. Yazarlardan biri 2-3 gün izine ayrılsa ki en doğal hakları kendimi boş hissederim. Sizlerde öyle oldunuz. Her gün bakıyorum yeni yazı varmı diye. 15 günü geçerse sabırsızlığım artmaya başlıyor. Sonra bir bakıyorum harika fotoğraflarla bezenmiş muhteşem bir yazı. İşte bu diyorum. Yine döktürmüşler. Sizi geç tanıdığım için geçmişe dönük yazılarınız benim için bulunmaz bir nimetti. Kitap tadında. Bence kitaplaştırmalısınız bu birikimi.
    Sevgilerle.

  5. Baklalara bayıldım ya nasıl güzel görünüyorlar öyle çıtır çıtır; ne güzel olur onlardan zeytinyağlı bakla yemeği tazecik tadından yenmez emeklerinize sağlık, sevgiler.

  6. ne keyifli.
    seyretmeye okumaya doyamıyor insan. hani bir adım ötede olduğunuzu bilsem, tutamayı kendimi gelecekmiş gibi.
    bereket bu ay sonu kiraz yemek bahanesiyle köye gidicem de ucundan kıyısından zevkine varıcam.
    çok sevgiler.

  7. Karakafes bitkisi fidesi edinip yetiştirmek istiyorum. Yardımcı olabilir misiniz.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*