Tafsilatlı bitki yağı tarifiyle Karakafes otu

İnsan hele bir gönüllü çiftçi olmaya görsün, üzerine vazife olmayan pek çok konuya merak duymaya, kendisine hiç olmadık işler icat etmeye başlıyor. Başlıyor başlamasına da, serde acemilik olunca işler karmaşıklaşıyor. İnsanın hayatta hiç yapmadığı bir işe kalkışması halinde iki seçeneği bulunuyor, deneme yanılma yollarında kendini tüketmek ya da bu işi iyi bilenlerden öğrenmek. Eski zamanlarda o bileni arayıp bulmak hiç de kolay olmasa gerek, neyse ki şu an elimizin altında sınırsız bilgi kaynağı internetimiz mevcut. Lakin sorunumuz maalesef göründüğü kadar kolay çözülmüyor.

Sadede gelecek olursak, bahçemizde şifalı olduklarını bildiğimiz aynısefa, sarı kantaron, sinir otu, karakafes otu, kudret narı ve bunun gibi pek çok bitki olunca, bunlardan biraz işimize yarayabileceğini düşündüğümüzden, biraz da meraktan bitki yağı yapmaya karar verdik.  İnternetteki araştırmalar gösteriyor ki genellikle birbirini tutmayan, eksik tarifler veya çok özet geçilmiş “bitkiyi topla, yağa koy, güneşte beklet” türü açıklamalar çoğunlukta, ki böyle olunca da bu işi ilk kez yapmaya kalkışan kişinin aklını iyice karıştırmaktan başka bir işe yaramıyorlar.

Oysa pek çok işte olduğu gibi “ayrıntıya inmek” bu işin de olmazsa olmazı, aksi takdirde yarı yolda cevapsız sorularla başbaşa kalmak pek mümkün. Neyse ki, bunun farkında olan, gerçekten çok düşünceli insanlar var, öyle ki bu konuda kurslar veren bir blogger (thanks to her) ders notlarını paylaşacak kadar cömert davranmış. Biz de bu notları takip ederek öğrendiğimiz karakafes yağı yapma sürecini bizim gibi tafsilatlı açıklamalara düşkün acemilerle ayrıntılı olarak paylaşmak istedik.

Dilimizde bitki yağları olarak adlandırılan “infused oils”  aslında bitkilerin sıvı yağlar içerisinde demlenmesiyle oluşuyor. Tarif öncesi verilen genel bilgilere göre lavanta, biberiye, kekik, adaçayı, nane, melisa, papatya, gül, civanperçemi, ardıç, çam uçucu yağları olan bitkiler grubunda yer alıyor. Yağda çözünen vitaminler, antioksidanlar, reçineler ve saponinler içerenler ise aynısefa,  karakafes otu, sarı kantaron, menekşe, sinir otu ve sığır kuyruğu gibi bitkiler. Aynısefa gibi bitkilerde özellikle yapış yapış yaprakların daha iyi bir sonuca işaret ettiğine de dikkat çekiliyor.

Bu tür işlemlerde kullanılacak yağlar da çiçeklere göre çeşitleniyor. Örneğin yapraklı bitkiler için özellikle zeytinyağının, aynısefa gibi çiçeklerde ise ayçiçek yağının da iyi sonuç verdiği belirtiliyor. Krem yapmakta kullanılacak infüzyonlar için ise tatlı bademyağı, kayısı yağı veya jojoba yağları öneriliyor.

Aşağıdaki tarifte kullandığımız yöntem “Güneş Yöntemi” adıyla biliniyor.

Kaynaklarda, güneş yöntemiyle yapılacak bitkisel yağlarda sarı kantaron, aynısefa gibi çiçeği kullanılan bitkiler kurutulmuş olarak, karakafes gibi yaprağı kullanılan bitkiler ise taze olarak daha iyi sonuç veriyor dense de, bizim deneyimlerimize göre taze çiçek ve yapraklar beklediğimiz sonucu verdi. Örneğin sarı kantaron çiçekleri kurutulmuş olarak kullanıldığında infüzyon sonunda yağ kırmızı renge dönmüyor . Eğer aşağıdaki gibi taze otlarla bitki yağı yapılacaksa, otlar kuru bir günde, yapraklar üzerindeki çiğler kuruduktan sonra toplanmalı, ayrıca temiz bir ortamdan alınmaları da önemli, çünkü tercihen yıkanmadan ya da başka bir deyişle ıslatılmadan kullanılmaları gerekiyor.

Biz de bitkisel yağ yapımında kullanacağımız karakafes otlarını bir gün önceden topladık, tozluluk olasılığına karşı yıkayıp tek tek kuruladıktan sonra biraz sularını kaybetmeleri için bir havlu üzerine sererek bir gece kurumaya bıraktık. Ertesi gün fotoğraftaki hale gelmiş olan karakafes otlarımız işleme hazır.

Hafifçe kurumuş, taze yaprakları mümkün olduğu kadar ince ince kıyıyoruz. Çiçekleri kullanılan bitkilerde bütün olarak bırakılmak kaydıyla çiçekler, yeşil bitkilerde ise kıyılmış yapraklar kuru bir kavanoza dolduruluyor.

Otlarla doldurulmuş kavanoza zeytinyağı eklendiğinde hava boşluğu bırakılmaması önemli, bu yüzden yağı eklerken tahta veya plastik bir spatula yardımıyla havasını çıkarmak için sık sık karıştırıyoruz. Biz taze yaprak kullandığımız için yağı ısıtmadık, ancak kuru ot kullanılıyorsa yağı benmari usulü, yani bir kap içinde sıcak suya oturtarak, ılıştırmak gerekiyor.

Kavanozun ağzı bir kağıt havlu veya tülbent ile kapatılıp bağlanıyor, böylece beklerken kalan nemini de kaybedebilecek. Ağzı fotoğraftaki gibi bağlanan ve üzerine tarih atılan kavanoz güneşli bir cam önünde veya ılk bir ortamda beklemeye alınıyor. Camın dışında bekletildiğinde gece soğuyan havanın kavanoz içinde yoğunlaşmaya sebep olması olasılığına karşı, biz kavanozu güneş gören bir pencere içinde bekletmeyi tercih ettik. Yağlı karışım ilk iki hafta her gün karıştırılıyor. Bu işlemin ardından 2 ila 4 hafta karıştırılmadan kendi halinde demlenmeye bırakılıyor. Bu şekilde toplam 6 hafta beklenmeli.

Altı haftalık süre sonunda karışımı temiz bir tülbent yardımıyla süzmek gerekiyor. Bu işlem biraz bulaşık. Biz yağ etrafa dökülmesin diye, güneşlenirken kavanozu oturttuğumuz plastik saksı kabının içinde işlemi yapmayı tercih ettik. Steril olması için gazlı bez kullandık, ama sıkma aşamasında bir püre presi kullanmak daha pratik oldu. Bu arada sıktığımız yağı çeperlere yapışıp ziyan olmasın diye doğrudan kavanoza süzdük. Fotoğraftaki huni, plastik tel süzgeç, artı pres kalabalığının nedeni de bu. Tabii ki bu işlemleri mutfakta veya bahçede yapmak gerek, fotoğraf ışık yetersizliği yüzünden salonda çekildi ve neyse ki bu aşamayı kazasız atlattık.

Aynısefa ve sarı kantaron gibi çiçekli bitkilerle yapılan infüzyonlarda, çifte infüzyon daha iyi sonuç verdiğinden süzülen yağın bulunduğu kavanoz bir parti daha çiçekle doldurularak ikinci kez, aynı şekilde 3 hafta daha demlenmeye bırakılır.

Süzülen yağ etiketli ve şeffaf bir kavanozda 1 hafta daha bekletilir. Bu işlemin amacı dipte su toplanıp toplanmadığını görmektir; kavanozun dibinde su toplandığı görülürse, yağın sudan dikkatlice ayrılması gerekir.

İşte sonunda koyu renk şişelere alınıp, isim ve tarih içeren etiketleri de yapıştırılmış karakafes yağlarımız hazır, tafsilatlı tarifimiz ise karakaplıya kaydedilmiş.

Görüldüğü gibi azmin elinden ne karakafes ne de sarı kantaron kurtuluyor. Nitekim Haziran, Temmuz aylarında bol olan sarı kantaron çiçeklerinden de bir iki şişe bitki yağı hazırlamıştık. Ancak gerek tutulan ve ağrıyan kaslar gerekse yaralar üzerindeki etkisini görünce daha fazlasını yapmadığımıza pişman olduk. Neyse ki karakafes otu da en az sarı kantaron kadar faydalı.

Karakafes İngilizce’de “Comfrey” olarak bilinen adını Latince “birlikte büyümek” anlamına gelen “conferta” sözcüğünden almış, halk dilinde kemikler üzerindeki etkisine işaret eden “knit bone,” “knit bond” gibi isimlerle de tanınıyor. İçerdiği “allantoin” nedeniyle hücre yenilenmesini hızlandıran karakafesin, özellikle kemiklerle ilgili sorunlarda dövülmüş yaprakları, yaprak lapası veya bitki yağı kullanılarak cilt üzerinden yapılan müdahalelerde çok etkili olduğu belirtiliyor. Kemik kırıklarında alçının iki ucundan sürülmesinin dahi yeterli olacağı söylenen karakafes otu yağı, yara izlerinin tamamen ve çok çabuk kaybolmasını da sağlıyor. Ancak otun kendisini veya yağını henüz iyileşmemiş, açık yaralarda kullanmak doğru değil, çünkü yaraların iyileşmeden kapanmasına ve bu yüzden de apseye sebep olabiliyor. Kaslarda meydana gelen ezilme, burkulma veya zorlanmalarda ve kıkırdak yırtıklarında hızla etki ederek iyileşme sağlıyor. Alkol ile yapılan tentürünün romatizmal ağrılar ve şişmiş eklemlerde çok başarılı sonuçlar verdiği söyleniyor. Dolaşım bozukluklarının tedavisinde de etkili olan karakafes yağı varisler ve genellikle bacaklarda ortaya çıkan kılcal damar ağlarının iyileştirilmesinde kullanılıyor. Eskiden şifa amaçlı çayı içilen karakafes otu içerdiği toksik “pyrrolizidine alkaloidleri” nedeniyle ciddi böbrek sorunlarına yol açabildiğinden son yıllarda ağızdan alınarak kullanılmasa da, cilt üzerinden çocuklarda dahi güvenle kullanılabildiği belirtiliyor.

Karakafes otu hodangiller ailesinin bir üyesi, hızlı büyüyen ve çok yıllık bir bitki. Yumrulu ve yayılıcı kök sistemi bitkinin topraktaki mikro ve makro besinleri, mineralleri bünyesinde toplamasını sağladığından permakültürde, tarımda çok makbul. Isırgan otu gibi karakafes yapraklarının da kompost karışımlarında süreci hızlandırıcı ve organik karışımı zenginleştirici etkisi var. Yaprakları malç veya yeşil gübre olarak kullanılabildiği gibi örneğin patates ekimi sırasında kazılan yatakların dibine döşendiğinde verimi artırıyor.  Kıyılmış yapraklarının bir kaç hafta suda bekletilmesiyle elde edilen kompost çayı sulandırılarak gübre amaçlı kullanılıyor.

28 Comments

  1. Ah ne ozendim! Karakafes arama gunlerim geldi aklima bir yandan da! 🙂 Ama bircok baska sifali ot bulabilirim. Bu islemi boylesi detayli paylastiginiz icin cok tesekkurler.

  2. Amerika kıtasının yerlileri de karakafes otundan çok yararlanırmış diye okuduğumu hatırlıyorum. Şifalı günler olsun.

  3. Bende kendime kızıyordum bu toprak işi aklıma düştüğünden beri neden kırk dala atlıyor, her şeyi denemek denemek ve denemek istiyorum diye. Demek ki doğa böyle bir şeymiş öyle çiçeği dik, otur, seyret yok. Neyse ki yapmayı istediğimiz işlerin hata payları azalıyor sayenizde. Bu sene güneş kaçtı seneye insallah…
    Sağlıcakla kalın.

  4. Pınar, şimdiden kolay gelsin o vakit!

    Tijen, acaba onlar nerelerde kullanıyordu? Şifa hepimize gelsin:)

    Derya, evet size de öyle dur, otur yok artık. Ama ne demişler sevdiği işi yapan aslında hiç çalışmamış sayılır:)

  5. Sayın meyvelitepe yine muhteşemsiniz.Bizim lokman hekimimiz yokmudur inandığımız..Bitkilerin ilaç etkjisine çok inanarak size verdiğiniz tarif için teşekkür ediyorum.Her araştırmanızı merakla bekler oldum.Biz hazırcılar için bulunmaz nimetsinniz.SAYGILAR

  6. Harika bir deney, harika bir yazı olmuş. Hep merak etmişimdir piyasada satılan yağların nasıl yapıldığını. Ama hiç güvenememişimdir onlara. Ticari amaçlı oldukları için belki de. Ama demek ki bu yağları üretmenin bir yolu varmış.
    Çok teşekkür ederiz Sn Meyvelitepe.

  7. Sayın meyvelitepe,

    Sınıfta kokulu sabun yapmak istiyorum acaba doğal yollarla esans elde etmede de bu yöntem işe yarar mı? Mesela portakal kabuğu, kokulu çiçekler vs yağ içinde bekletilse esans olarak kullanılabilir mi? Saygılar.

    • Maalesef öyle bir denememiz henüz olmadı. Ev yapımı sabun konusunda çok deneyimli olanların paylaşımları var, onlardan yararlanmak daha doğru olabilir.

  8. Tebrikler. Çok güzel bir çalışma olmuş. Zevkle okudum. Karakafes otunu tanımıyorum ama doğada görmek için araştıracağım. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum.

  9. Sayın Meyveli tepe

    karakafes otu yaprağı ve köklerini kurutarak sakladınızmı? Benim bu otun köküne ve yapraklarına ihtiyacım var. internette yapraklarını buldum ( arifoğlu’unda) ama kökünü bulamadım

  10. Sayın Meyvelitepe,

    İzmir Kemalpaşa’da bir zeytinliğimiz var, karakafes otunun hem tibbi yonu ile ilgileniyorum hem de yapraklarından malç yapmak istiyorum. Sizden birkaç kök alabilir miyim ? İnternette araştırdım tohumunu bulamadım. Civarda bilinen bir bitki değil. Yardımcı olabilirseniz çok memnun olurum.

    Saygılarımla

  11. Karakafes cok sevdigim bir bitki favori cilt bakimi kremime civanpercemiyle beraber karakafesi katiyorum. Zeytinyaginin erken hasat zeytinyagi olmasi cok daha iyi oluyor boylece zeytinyaginin antioksidan ve cilt damar esnekligi kazandirma ozellikleri artacaktir. Benmari usulu yagin sicakligini maksimum 70 dereceye cikaracak sekilde kapakli kapta ya da kavanozla yaklasik 3 saat kadar isitarak kisa yoldan yag elde etmek de mumkun. Daha iyi bir alternatif derece civarinda 24 saat kadar bekletmek. n iyisi zaman birakip minimum mudahale etmek tabi ki. Yanliz guneste birakmak gunes isisini kullanmak adina iyi fikirken gunes isinlari ozellikle uzun zincirli yag asitlerini ve hassas fitonutrientleri kirdigi icin renkli cam kullanmamiz gerekiyor. Kantaron ise gunese karsi o kadar koyucu bir bitki oldugundan direk gunes isigina koyabiliyoruz. Son olarak karakafesin koklerindeki allantoin (bitkideki temel yenileyici komponent ) yapraklara gore on kat kadar daha fazladir.

  12. Yazılarınızı yeniden yeniden okuyorum 🙂 Kullanmış olduğunuz karakafesotu beyaz çiçekli olan mı? Tıbbi karakafesotu mu? Bilimsel adını biliyor musunuz diye sormak istedim. Zira bahar aylarında civarımızda bolca gördüğüm oluyor. Onları kullanmak mümkün mü diye geldi aklıma…

    • Bizdeki karakafes otu Russian comfrey (bocking 14 – Symphytum X uplandicum) denilen çeşit. Mavi çiçekler açıyor ama bu çiçekler tohum vermiyor, sadece kök parçaları ile çoğalıyor. Beyaz çiçeklisinden de bir kök bulduk, onu da çoğaltmaya çalışacağız. Karakafes otu hodangillerden olduğu için çok benzeri başka bitkiler de olabiliyor. Şimdiye kadar yapılan analizler hep bocking 14 için yapılmış nedense ama civarınızda gördükleriniz karakafes otu (symphytum officinale) ise olur herhalde.

      • Mavi çiçeklisini hiç görmedim. Hep beyaz çiçekliye denk geldim. Bahsetmiş olduğunuz türü kendiniz mi ekmiştiniz, kendiliğinden mi çıkmış?

        • Bizdeki çeşit kendiliğinden yayılmıyor. Buralarda doğal olarak yok. Biz kök parçalarını yurt dışından getirdik, oradan çoğalttık.

  13. Merhaba Sayın Meyvelitepe
    Zeytin yağını güneşten uzak tutup küplerde ya da koyu renk şişelerde saklarken , kantoron yağı yaparken gğneşe koymamızın bir sebebi var mıdır? Koyulmasa ne olur?

    • Bu sorumun cevabını hala bulamadım sizden umutluydum ama bu sene yine yapıyorum hala merak ediyorum 😀

      • Merhaba, sorunuzun yanıtı aslında yazının içinde saklı:) Yağda infüzyon yapılırken, tıpkı bitki çaylarında olduğu gibi, yağın bitkiyle birlikte belli bir dereceye kadar ısıtılması gerekiyor. Ancak yağ kesinlikle doğrudan ateşe oturtulmuyor, ısıtma işlemi benmari usulü dediğimiz şekilde kaynar su dolu kaba oturtulan bir diğer kap içinde yapılıyor ve sıcaklığın belli bir dereceyi aşmamasına dikkat ediliyor. Dolayısıyla infüzyonu, yağ özelliğini kaybetmeden ve bitki pişme noktasına gelmeden, bitki özlerininin yağa geçemesini sağlamak üzere imkan varsa güneşin sıcaklığından yararlanarak yapıyoruz. Hazırlandıktan sonra yine loş bir yerde ve mümkünse koyu renkli şişelerde saklıyoruz. Şifa amaçlı infüzyonda yağın lezzeti birinci derece önemli olmuyor, ama tabii aroma amaçlı yapılanlarda farklı bir yöntem izleniyor olabilir.

  14. Çok teşekkürler yine aydınlattınız doğru bilgiyle.İyi Bayramlar

  15. Merhabalar ne kadar harika bilgileri paylaşıyorsunuz. Daha tarımın t siyle uğraşmamama rağmen her arazi hayalimin ardından mutlaka buradan bir yazı okuyorum. 🙂 acaba karakafes otunun varis ve kılcaldamarlar tedavisinde nasil kullanıldığı hakkında bir bilginiz var mı? Tentür, yaprak lapası ya da yağ seklinde mi uygulanıyor çok teşekkürler. Iyi ki varsınız

  16. Ne güzel bir hazineye denk gelmişim. Detaylı tarifler ararken buldum yazınızı. Ellere emeklere sağlık.
    Sevgiler,

  17. Sevgili Meyvelitepe, paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Elleriniz yüreğiniz dert görmesin.. Bu paylaşımınızı görmeden önce sizi bilen Sevgili Vicdan ablamın gönderdiği yapraklardan aynı şekilde bende karakafes yağı yaptım. fakat ilk 2 hafta karıştırmayı bilmemekle birlikte ihmal de ettim. Süzülmüş ve zümrüt yeşili renginde yağımızın ağır bir kokusu var. ağır kokudan kastım; bitkimsi ağır ve güçlü bir koku.. ilk tecrübemizde sıvı ısırgan otu gübresinde de buna benzer bitkimsi çok çok ağır bir koku vardı. tabi ki karakafes yağı ısırgan gibi ağır değil kesinlikle. yani aşırı ağır değil. bu ağır koku normal mi? bilginiz ve tecrüberiniz doğrultusunda yardımcı olursanız çok müşetekkir olurum.

    • Teşekkür ederiz. Karakafes yağının sade zeytinyağından çok az farklı bir kokusu oluyor. Hatta belli belirsiz bir koku diyebiliriz. Isırgan kompostuyla kesinlikle mukayese edilemez, ancak bitki yağı hazırlarken, özellikle yaprak kullanıldığında, yapraklar yıkanmış ve yeterince kurumamışsa, bitkinin özsuyu belli ölçüde uçurulmamışsa, yapraklarda önceden çürüme başlamışsa, yağda bekleme sırasında güneşe ya da ısıya maruz bırakılmamışsa veya yağa su damlamışsa koku yapan bakteri üreyebiliyor. Bu benim başıma ben-mari usulü yağ hazırlarken bir defa geldi, sanırım ben mari sırasında farketmeden içine su damlattım. Kokusu yanlış yapılmış ısırgan kompostu kadar berbat ve ağır kesinlikle değilse de tarif ettiğiniz gibi çok hafif ama bozukluk olduğunu da hissettiren bir kokuydu. Böyle bir koku olduğunda içinde ne ürediğini bilemediğim için yağı kullanmak doğru olmaz diye düşündüm ve üzülerek attım.

      • teşekkür ederim. şimdi daha netleşti. belli püf noktaları uygulamamak istenmeyen bakteri ve koku üretmiş olabilir.

2 Trackbacks / Pingbacks

  1. Karakafesotu (Symphytum officinale) - agaclar.net
  2. Karakafes Yağı Yapımı | Bizim Bahçe Net

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*