Ruth Bahçesi

Doğanın iyileştirici gücüne en çok ihtiyaç duyulan dönemlerde, bahçede çalışmak, toprakla, bitkilerle iç içe olmak bedene de, zihne de, ruha da şifa oluyor. Bahçe işleriyle uğraşırken insan, hele bir de hemen hemen her işini kendisi yapmaya çalışıyorsa, yaş ilerlediğinde bu işi sürdürmenin bir yolu olup olmadığını düşünmeden edemiyor.  Bu arayış sırasında Ruth Stout ile tanışınca sorularımızın cevabını da bulmuş olduk. Tabii denememek olmazdı, o yüzden bahçe içinde bir de “Ruth bahçesi” yaptık. Uygulamaya çalıştığımız “Ruth Stout Yöntemi” ile ilgili gözlemlerimizi paylaşmadan önce kısaca Ruth Stout’u ve yöntemini anlatalım.

Ruth Stout, 1884’te dünyaya gelmiş ve gençliğinden 1980’de 96 yaşında ölünceye kadar bahçıvanlık yapmış bir kadın. Kendi yöntemini 70’li yaşlarında anlatmaya başlayan Ruth, hayata bakışını ve bahçecilik yöntemini anlattığı kitaplar, makaleler yazıp, bu yöntemi toplantılarda meraklılarıyla paylaşmış. Vaktiyle yapılan videolar sayesinde bugün öyküsünü bizzat kendisinden dinlemek de mümkün. Ruth, ilk bahçıvanlık deneyimlerini evlendikten sonra eşiyle birlikte taşındıkları evin bahçesinde edinmiş. İlk zamanlar o da, herkesin yaptığını yapmaya çalışmış. Her sezonun başında toprağını sürdürdükten sonra ekmiş. Ancak sürekli bir yardımcısı olmadığı için toprağı sürecek kişinin gelmesini beklerken, zaten çok kısa olan ekim dikim dönemi iyice kısalıyor, işler aksıyormuş. İşte, yine böyle bir zamanda, Nisan başında hala sürülememiş, dolayısıyla henüz ekilememiş toprağına bakarken göz yaşlarını tutamayan Ruth, derdini bahçesindeki kuşkonmaza döktükten sonra toprağını sürmeyi bırakıp bu yöntemi benimsemiş. Kendi naifçe ifadesiyle: “Kuşkonmaza gittim ve senin yetişmen için toprağı sürmek gerekmiyor da diğerleri için neden gerekiyor? diye sordum. Kuşkonmaz da bana “sürme, git ek” dedi. Kuşkonmaz bunu mantıklı birine söyleseydi “sen çok yıllıksın” cevabını alırdı, çünkü kuşkonmaz tıpkı ağaç veya gül çalıları gibi her yıl yeniden çıkar. Fakat ben pek akıllı olmadığımdan gidip tohumlarımı aldım ve ektim. Şimdi 35 yıl oluyor.”

Bahçesini lk kez sürdürmeden ekip, üzerlerini örttüğü tohumlarla elde ettiği başarılı sonuçlar, sadece Ruth’u doğru yolda olduğuna ikna etmekle kalmamış. Yıllar içinde deneyimleriyle geliştirdiği bu yöntem pek çok kişi tarafından da benimsenmiş. 1960’lı yıllarda, henüz “yeşil devrimin” zehirli etkilerinin en popüler olduğu bir devirde, kendi iç sesini dinleyen, başına buyrukluğu ve hatta bahçesinde çıplak çalıştığı için uçukluğuyla da ün yapan Ruth’un bu yöntemi bulurken esin kaynağı “Tanrı’nın sistemi” dediği doğal döngü olmuş. Doğada, özellikle de ormanlarda toprağı örten yaprak, kuru ot ve benzeri malzemelerin nasıl sürdürülebilir bir döngü yarattığına dikkat edip, bir benzerini bahçesinde oluşturmaya karar vermiş. Ruth’un uyguladığı ve kendi zamanında oldukça devrimci bir yaklaşım sayılabilecek “Ruth Stout Yöntemi,”  “az kazma, az iş” diye çevirebileceğimiz “no dig, no work” ilkesini ve “kalıcı malç” yöntemini benimsiyor. Görünüşe göre günümüzde giderek yaygınlaşan, toprağı sürmeden yapılan kat kat ve kalıcı malç uygulamalarının asıl öncüsü Ruth, bu keşfin kendisine ait olduğunu, her defasında  alçakgönüllülükle reddetmiş ve asıl kaşifin Tanrı olduğunu ısrarla vurgulamış. Belki bizim eksikliğimizdendir, ama öncüsü olduğu yöntemin benzerleri bu kadar yaygınken, Ruth Stout adının kulağımıza bu kadar geç ulaşması çok yazık.

RuthStout2

Ruth Stout

Ruth’un yönteminde toprağı kazmak, sürmek olmadığı gibi kompost yapmak, sulamak, yabani ot temizlemek de yok.  Ancak yöntem iş yükünü azalttığı ölçüde, dikkatli bir gözlem ve kavrayışın önemini artırıyor, çevre ve iklim koşullarına göre revizyonlar yapılabiliyor.

Ruth Stout yöntemi adıyla tanınan bu kalıcı malç sisteminde en alt tabakayı, et ve benzeri hayvansal ürünler dışında kalan organik mutfak atıkları oluşturuyor. Bunlar en kolay bulunan ve en hızlı kompostlaşan malzemeler. Mutfak atıklarının üzeri kuru ot, saman ve yaprak karışımıyla örtülüyor. Ruth’a göre çürümüş, hatta hafifçe küflenmeye başlamış kuru ot balyaları diğer tüm malzemelerden daha iyi bir malç malzemesi. Malçın kalınlığının ilk başlangıçta, 20 cm civarında olması yeterli.  Bir fikir vermesi açısından 13 metreye 15 metrelik kendi bahçeleri için başlangıçta 25 balya kuru ot kullanılmış.

İlk malç tabakası serildikten sonra, ilerleyen zamanlarda, Ruth malçın inceldiği noktalara bir kucak dolusu kuru ot atılmasını tavsiye ediyor. Ruth’a göre bu yöntemi uygulamaya başlamak için uygun zaman diye bir şey yok, zira beklerken toprağın sıcaktan kavrulması veya yabani otların alıp başını gitmesi işten bile değil.

Kalıcı malç için kullanılacak malzemeler arasında kuru ot (hay), saman, yapraklar, çam yaprakları, talaş, yabani otlar, organik mutfak atıkları, biçilmiş çimler, parçalanmış ağaç kabukları, dal parçaları gibi her türlü bahçe ve mutfak atığı mevcut. Hasat sonrası mısır, bezelye ve bunun gibi bitkiler sökülüp iri iri parçalanarak malça ilave ediliyor. Ruth’a göre çam veya meşe yapraklarının toprağı asitli hale getirebileceğinden endişe etmek yersiz, zira bu sorun biraz odun külü veya kireç tozu serpiştirilerek kolayca çözülebiliyor.

Bazı yaprakların çok uzun sürede kompostlaştığını öne sürenlere, böylece bunların daha uzun süre malç olarak kalabileceklerini hatırlatıyor. Yaprakların geçirgenliği azaltabileceğine dair endişeleri ise, yaprakların örtü gibi tek bir tabaka halinde değil, diğer malzemelerle, tercihan kuru otlarla karıştırılmış olarak kullanılması gerektiğine dikkat çekerek bertaraf ediyor.

Kalıcı bir malç oluşturmak için gereken malzeme miktarı genellikle sanıldığından çok daha fazla, zira başlangıçta serilen 20 cm.lik malç zamanla inceliyor. Bu sayede yetiştirilecek bitkilerin tohumlarının kalın bir malç duvarı altında baskılanması sorunu da ortadan kalkmış oluyor.

Malç ilavesi için belirli bir zaman aralığı yok, ne vakit ihtiyaç olursa o vakit malç ilavesi yapılıyor. Genellikle malç olarak kullanılan kuru otların içerdiği yabani ot tohumlarının, mucizevi bir biçimde çimlenmediği, bu yöntemi uygulayanlar tarafından da teyit ediliyor. Az miktarda da olsa çimlenenler olursa çözümü çok kolay, yabani otların çıktığı noktalara bir kucak ot atmak ya da o bölümde tabaka haline gelen malçı ters yüz etmek yeterli.

Deneyimleriyle soğuk geçen kış sezonlarından sonra, malç tabakalarının güneş ışığını alt tabakalara ulaştıracak biçimde hafifçe aralanması gerektiğini farkeden Ruth, gözlemlerinin yanı sıra eleştirilere de kulak vererek yöntemini yeniden gözden geçirip şartlara göre geliştirmeyi de ihmal etmemiş.

Ruth Stout yönteminin bahçe işlerini epeyce azaltmanın dışındaki avantajları da az değil. Kalıcı malç sayesinde bahçenin ekili alanları hiç bir zaman çamur olmuyor. Ne çeşit bir malç kullanılırsa kullanılsın bitkilerin etrafında fazla sudan kaymaklaşma veya kuraklıktan dolayı çatlama olmuyor. Yöntem doğru uygulandığında bitkinin bulunduğu ortam nemini koruyor ve olması gerektiğinden ne daha ıslak ne de daha kuru oluyor.

Yıl boyu kalıcı malç bulunan bahçesinde marul, havuç, maydanoz vs. gibi minik tohumları ektiğinde üzerlerini örtmeyen Ruth, sadece tohumları serpiştirdikten sonra hafifçe elini üzerlerinde gezdiriyor. Ancak kabak, salatalık ve benzeri daha büyük tohumlar, derin malç altından büyüyebildikleri için malçı hafifçe sıyırıp tohumları bıraktıktan sonra üzerlerini örterek ekme işlemini tamamlıyor. Patates gibi kök bitkileri ise bütün halinde ve gerekli aralığı bırakarak atıyor, yetişirken ışık görüp yeşererek toksik hale gelmemeleri için üzerlerini tabakalaşmış malç ile dikkatlice örtüyor.

Neredeyse ömrünün sonuna kadar bahçesinde ailesine yeterli yiyeceği yetiştiren Ruth’un, kalıcı malç olarak içinde yabani ot tohumu barındıran kuru otları bile kullandığı halde, hiç bir zaman yapay veya hayvansal gübreye ya da zirai ilaçlara ihtiyacı olmamış, çünkü yavaş yavaş dekompoze olan kuru otlar ve organik malzemeler gereken her türlü besini sağlamış. Tarım zehirleri konusunda da henüz Rachel Carson, “Sessiz Bahar” kitabıyla tehlikeye dikkat çekmeden önce iç sesine kulak veren Ruth, ilaçlamaya hiç bir zaman inanmamış. İnsanın yemeyi düşündüğü sebzelere zehir katmasının acayipliğinden öte, yetiştiricinin dostu olan arılar gibi faydalı minik canlıları da öldüreceğini bile bile minik zararlıların zehirlenmesine hep karşı olmuş.

26Eylül2015

Bu bilgiler ışığında Ruth bahçemiz için hazırlıklara toprağın henüz soğumaya başlamadığı Eylül ayında (26 Eylül 2015) başladık. Armut ağaçları arasında nispeten daha uzun süre güneş alabilecek bir alanı seçtik. Bu alandaki yabani otları kabaca kestikten sonra toprağın üzerini, ilk katmandaki mutfak atıkları kısmını ihmal ederek ve malzeme az ve zaten sıkışmış olduğundan 10 cm kalınlıkla yetinerek, bir kenarda yığın halinde yavaş yavaş dekompoze olan biçilmiş çim ve yaprak karışımı ile örttük.

IlkResim

Daha önce biçilen çimler, yığın halindeyken dekompoze oldukça tabakalar haline gelmişti. Bu yüzden malçlama işi umduğumuzdan daha zahmetsiz oldu, ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi 10 cm kalınlığı geçemedik.

30Ekim2015

Yöntemi tam tarife göre uygulamadığımız halde, 30 Ekim 2015 tarihli bu fotoğrafta malçla örtülü Ruth bahçesinin durumu yukarıda görüldüğü gibiydi, çevresindeki yabani otlara rağmen bu bölümde hemen hiç ot bitmemişti. Deneme amaçlı bir kaç adet bakla ve bezelye tohumunu rastgele ektik.

14Subat2016

14 Şubat 2016, baklalar kendini göstermeye başladı, malçın incelen bölümlerine yeniden malç ilave ettik. Gerçekten de baklalara yol veren malç tabakası, yabani otları baskılamaya devam etmekteydi.

25Subat2016

25 Şubat 2015, zaten çok az sayıda ektiğimiz bezelyelerden sadece iki tanesi çıkabilmiş. Fotoğraf bezelyelerin bulunduğu Ruth Bahçesi köşesi ve hemen kıyısında coşkuyla büyüyen yabani otlar arasındaki farkı açıkça gösteriyor.

16Mart2016Bakla

17 Mart 2016, çiçeklenen baklaların etrafında iyice incelen malç tabakasına rağmen fazla bir ot yok. Oysa alttaki fotoğraftan anlaşılacağı gibi bezelyelerin ekili olduğu köşenin hemen kıyısı ve bahçenin kalan kısmı çılgınca ot kaplı. Yabani otların en fazla coştuğu mevsimde olmamıza ve epey incelen malç tabakasına karşın Ruth bahçesinde işler yolunda.

16Mart2016Bezelye

Bu bahçeyi hazırlamak, çim biçmeyi saymazsak, bir iki saat bile sürmedi, ara sıra malçları kalınlaştırmak dışında hiç bir bakım gerektirmedi. Yaz günlerini de sulanmadan geçirebilirse bahçemizde biriken organik malzemeler ve mutfak atıklarıyla Ruth Bahçesini genişletmek gayet iyi bir fikir gibi görünüyor.

Yazımızı Ruth’un çok hoş bir anektoduyla bitirelim. Henüz küçük bir çocukken, erkek kardeşinin köpeğini üzüntüyle toprağa verişini göz yaşları içinde pencereden izleyen Ruth’un yanına gelen dedesi, onu diğer pencereye çağırıp küçücük elleriyle diktiği fidanın açtığı ilk gülü göstermiş. Gülünü görünce bir anda ruh hali değişen Ruth’a dedesi ” yanlış pencereden bakıyordun” demiş. Öyle görünüyor ki Ruth bundan sonra hep doğru pencereden bakmayı başarabilmiş, bizlere de o pencereyi miras bırakmış. Bu mirası saygıyla ve şükranla alıyoruz…

Kaynaklar:

Ruth Stout’s System For Gardening by Ruth Stout

Ruth Stout: The No Dig Duchess by Barbara Bamberger Scott

Mulching Ruth Stout Style

 

26 Comments

  1. 2015 Kasım ayında edindiğimiz bir küçük bahçe için araştırma yaparken rastladım ilk olarak yazılarınıza…
    Deneyimleriniz paylaşıyor olmanız çok değerli..
    Yaptığınız işe ve paylaşımlarınıza saygı duyuyor ve önemsiyorum… O kadar yazılarınızı okurken tohum paylaşımı iile ilgili yazılarınızı maalesef kaçırmışım.. Bu sene Yalova daki kuzenlerimin tohumları ile ekim yapacağım.
    Kısmet olursa seneye bende dahil olmayı çok isterim..
    Sosyal medyada çok yeni takip etmeye başladım…Ailenize katılmayı çok isterim.. sevgiler….

  2. Herzamanki gibi faydalanabileceğimiz bir çalışma olmuş.Emekleriniz ve paylaşımlarınız için teşekkür ederim.

  3. Bana bahsetmistiniz Ruth’tan patatesleri topraga attigi videoyu hala hatirliyorum 🙂 Bende Ruth usulu patates bahçesi yaptim geçen sene. Ancak yazin ben yokken o kismi evsahibi baska bir yere tasimis baçeye benzetemediginden herhalde ! yine de kalan iki, uc patatesin hasadini yaptim. Bahçe , bostan çok vakit aliyor çok dogru onun disinda boyle dogal bir yontem bana da çok mantikli geliyor ! Ne tatli bir kadinmis. Yazi için çok tesekkurler, sevgiler

    • Ruth’un ağabeyi tanımış bir yazar, aynı zamanda titiz ve düzenli bir bahçıvanmış, o zamanlar kızkardeşinin bahçesine “çöplük gibi” deyip burun kıvırıyormuş, tabii kendisi bir sürü yardımcıyla işlerin üstesinden gelirken, Ruth her işini kendisi yapıyormuş. Evsahibin de aynı yanılgıya düşmüş anlaşılan, seni tanısaydı bahçende hiç bir şeyi sebepsiz yapmayacağını tahmin edebilirdi. Bizden de sevgiler Beste:)

  4. Sevgili Meyvelitepeliler ,

    Birebir şu anlattıklarınızı yaşıyorum .Şu anda bahçemiz tam bir Afrika BOUCHEBOUCHE ‘ u . Her an bir aslan bir zürafa çıkabiir .

    Bir izmariti , baktığında reddeden toprak , Beş kilo kırılmış ceviz kabuklarını , çürük cevizleri fındık kabuklarını göğsünde rozet gibi taşıyan mübarek toprak ,bir pet şişe kapağını ,izmariti , jelatin parçasını , ” Üzerimden alın ! ..” diye feryat ediyor .
    Bunu deneyeceğim .Bakımsız olan bahçeme en azından komşuların çim biçme atıklarını alarak değerlendirebilirim.
    En derin selam ve saygılarımla

  5. Nasıllar? İnşallah iyilerdir…dedim kış boyunca.. Hatta bir ara buraya gelip iyimisiniz? diye yazmak geldi içimden rahatsız etmekten çekindim.. Post bildiriminizi mail adresimde görünce sevindim.. Güzel bilgiler için teşekkürler. Hep iyi olun emi..:)

    • Bizi düşünmeniz büyük incelik, çok teşekkürler. Genellikle bloga paylaşmaya değer bir şeyler olunca yazıyoruz,kısa notlar ve bahçeden haberler için sosyal medyayı kullanıyoruz. Facebook, instagram veya twitter’da yine Meyvelitepe olarak hesabımız var. Siz de her zaman iyi olun, gönülden sevgiler, selamlar

  6. Ruth usulü bahçeyi tanıttığınız için çok teşekkürler. Anekdota bayıldım. Biz şimdilik sadece bahçenin otlarını her yıl bir köşeye yığıp oradan gerektikçe bitkilerin altına malç yapıyoruz. Ayrıca yeni ektiğimiz tohumlarla fideleri de, bir sonraki hafta sonuna kadar ilgilenemeyeceğimiz, sulayamayacağımız durumlarda, bu yöntemle koruyoruz. Nemi saklama açısından çok işe yarıyor elbette. Ama sürmeden, ekmeden böyle bir bahçe yapıp sonuçları karşılaştırmak çok iyi fikir 🙂 Dediğiniz gibi bu bir zorunluluk halini alacağa benziyor giderek… Sevgiler, selamlar.

    • Şefika hanım, deney şu ana kadar gayet iyi gidiyor, baklalar sebze adasındakilerle aynı görünüyor, kesinlikle deneyin. Bizden de sevgiler, selamlar:)

  7. Ruth Stout ismini daha önce hiç duymamıştım. Yazının sonunda kaynak ve link verdiğiniz için teşekkürler 🙂

    Aynı işlemi geçen Eylül ayında inşaatını bitirdiğimiz saman evden kalan balyaları bu sene sebze bahçesi yapmayı düşündüğüm alana 10-15 cm kalınlığında yayıp kış boyunca dinlenmeye bırakmıştım. Şu an o alanda otun o’su yok 🙂
    Toprağa hiçbir işlem yapmadan tohumları fideleri direkt ekeceğim. Ne rahat! 🙂

  8. İlk yorumum çok genel bir yorum olacak ancak düşüncelerimi özetlemek gerekirse “SÜPERSİNİZ.” diyorum. İyi ki varsınız ve deneyimlerinizi bizlerle paylaşıyorsunuz. İzmir, Tire’den selamlar, istifade ettiğim bilgilerinizden dolayı çok teşekkür ederim. İzmir-Goji Berry-Esra 🙂

      • Sayın Meyvelitepe,
        Çok enteresan! Peki, bu şekilde kurulan bir bahçede sulama işlemi ne kadar aralıkla yapılmalı? Ayrıca, bitki artıklarının arasında ekilen bitki, toprağa kök salıyor mu?

        • Aslında teoride hiç sulama gerektirmemesi gerekiyor, ama tabii kendi iklim koşullarımıza veya kullandığımız malzemelere göre bu durum değişkenlik gösterebilir. Bu yüzden gözlem yapmak gerek, bitkilerde su ihtiyacı farkedildiğinde sulamak gerekir. Mantıken bitki toprağa kök salıyor olmalı, ama arada çıkan bir kaç yabani otu kaldırınca köklerin çoğunluğunun besleyici tabakaya yayıldığını gördük, ama sebzeyi sökmedik doğrusu. Baklaların mevsimi geçince bu soruya bir cevap verebileceğiz.

  9. Merhabalar, bende bu sene ilk kez küçücük ve az güneş alan bahceme 5 adet domates fidesi dikecegim. Kuzeye bakması biraz kötü ama denemekten ne çıkar 🙂 yabani otları kestim bugün sonra sizin yazınız aklıma geldi bir daha okumadan birsey yapmayalım dedim 🙂 toprak oldukça sert. Yalnız birsey soracaktım siz Tohumdan ekmişsiniz, ruth yöntemini fideler için uygulayabilirmiyim uoksa klasik yontemle mi yapayim? Cevabınızı okumadan işlem yapmayacağım. Teşekkürler simdiden 🙂

    • Ruth bahçemize biz bu yıl fide ekmeyi düşünüyoruz. Başarılı olmaması için bir sebep yok, sadece sulama gerekip gerekmediğini gözlemek gerekecek. Klasik yöntemle belleyip fideleri toprağa ekmeyi kastediyorsanız yine de malç yapmanın faydası olacaktır. Belki her iki yöntemi de deneyerek bir karşılaştırma yapabilir, gelecek yıl ona göre karar verebilirsiniz. Kolay gelsin:)

      • Sevgili Meyvelitepe;
        Ruth bahçenizin son durumu nedir?
        Bu arada bahçeyle ilgili her konuşmada, kurslarda kısaca doğa hayatına dokunan herkesle söyleşi de siz varsınız. İyi ki varsınız. Sevgiler..

  10. Merhabalar. Yaklaşık beşyüz m.k.lik bahçemde beş yıldır ekim, dikim yapamadım. Bu bölgenin toprağı çok killi ve çevreden toprak getirtmek de hayli zahmetli.
    Ruth yöntemini şimdi küçücük bir alanda denedim. Şimdiden harika gelişmeleri görebiliyorum. O kısımda artık yabani ot bitmiyor. Üstelik artık yeşilikleri biçtikten sonra o çıkan ot, yaprak, vb.lerini ne yapacağım derdi de ortadan kalktı.
    Şimdi artık bu ekim kısmını büyütmek ve daha fazla tohum ekleme vakti.
    Verdiğiniz bilgiler için sonsuz teşekkürler.

  11. Merhabalar;
    En ihtiyaç duyduğum anda buluverdim blogunuzu. Çok faydalandim aktarimlarinizdan. Tesekkurler :))

  12. Merhaba Ruth yöntemi kış sebzeleri ve ķüçük tohumları çimlendirirken işe yarar Mı?
    Bu yöntem benim gibi yoğun çalışan ve bahçesi ile ilgilenmeye çok az vakti olanlar için ideal.
    Ayrıca ruth yöntemi hakkında internette yeteri kadar türkçe bilgi varmı?
    Ruth bahçesi ile ilgili en son 2016 da yazmışsınınız son durum nedir?Teşekürler.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*