Yaz Gelirken

Yazmayalı iki haftayı geçmiş. Pek çok açıdan aşırı yoğunluk yaşadığımız, bir hayli de yorucu bir dönem oldu. Bahçede çokça yaza hazırlık işleri vardı. Mayıs başından itibaren birden bire büyüyen sebze fideleri, çiçekler, vs. epey zaman aldı.

Geçen yıl baharat bahçesini yanlış yere yaptığımızı geç anlamıştık. Yeterli güneş almayan bir köşede iyi olmadılar. Biz de başka yere taşıdık. Onların eski yerlerinde ise başka bir düzenleme yaptık.

En içte, boyutları 220×130 cm olan bir yükseltilmiş yatak yaptık. Derinliği yaklaşık 30 cm. Buralarda perforeli naylon bulamadığımız için, altına düz naylon döşeyip bir çatal yardımıyla boydan boya üç sıra perfore delikleri açtık. İçine her biri 340 lt’lik üç tane yüksek asitli peat-moss torf boşalttık. Biraz kükürt, biraz kompost, biraz da su tutucu ile harmanlayıp her zaman nemli kalacak, yüksek asitli, gevşek bir ortam hazırladık. Arka sıraya dört açelya ve bir ortanca, onların önüne ise, ne zamandır istediğimiz dört tane cranberry fidanını diktik. Torf karışımının da üzerine kendi yaptığımız komposttan 3-4 santim kalınlığında malç serdik.

Bu arada, ev açelyası, bahçe açelyası konusunda da bir şey söylemek gerekirse, ev açelyası diye satılanların tümünü bahçeye dikebilirsiniz. Hem de en serin ve güneş almayan gölgeliklere. Çok güzel gelişiyorlar ve kış soğuğundan etkilenmiyorlar. Yeterki toprakları çok asitli ve her daim nemli olsun.

Yükseltilmiş yatağın dışına ise üç sıra kırmızı harman tuğlası dizerek bir yükseltilmiş yatak daha yaptık. Burayı ise toprak ve coco-peat karışımıyla doldurup yaklaşık 90 tane cam güzeli fidesi diktik.

Baharat bahçesini ise güneş alan bir yerde tekrar hazırladık. Yine yükseltilmiş yataklarla. Üç büyük yatak içindeki küçük bölümlerde epey çeşit var. Çoğu çimlendi bile. Bunlardan bir başka yazıda söz edeceğiz.

 Duvar dibindeki açelya kıpkırmızı oldu. Daha da ilginci, geçen baharda diktiğimiz nicotiana çiçekleri Bu yıl Ocak sonuna kadar açmışlardı. Şubat ayında eski dalları budayıp hala canlı olan köklerini bırakmıştık. İnanılır gibi değil ama Mart Nisan aylarında eski köklerden sürgünler verip tekrar açtılar bile.

Geçen yıl diktiğimiz Foxglove (yüksük otu) çiçeklerimiz bu bahar hızla gelişerek çiçeklerini açmaya başladılar. O kadar güzeller ki, beklediğimize değdi diye düşünüyoruz.

Acı bakla (Lupin)’leri de unutmak olmaz. Onlar da bir çeşiti hariç geçen yıl açmamışlardı. Bu yıl tüm güzellikleriyle açıyorlar.

Sonbaharda, yeşil gübre olarak bahçenin bir bölümüne aşılı tohumlarla yonca, zeytinlerin olduğu bölüme de bakla ekmiştik. Yoncaların olduğu bölüm önce sürüldü, sonra da çapalandı. Kışa girerken verdiğimiz yanmış keçi gübresi, Marrta uyguladığımız leonardit ve yoncaların bıraktığı azottan sonra nashi bahçesi epey keyifli görünüyor.


Zeytinlikteki baklalar da üzerlerindeki baklalarla birlikte çapalandı. Sadece ağaç diplerinde kalmış bitkilerdeki baklalar bile birkaç aileye epeyce yetecek miktarda görünüyor.

Yemek için ayrıca ektiğimiz baklalardan bu güne kadar ne miktar topladık bilmiyorum her seferinde 15-20 kilo bakla toplayıp dağıtmaktan bir hayli yorulduk. Artık toplamayacağız. Biraz iç bakla yapıp dondurucuya koyarız. kalanı da gelecek sonbahar arazinin tümüne bakla ekmeye yetecek tohum olur.

Bezelyelerin içleri hızla doluyor. Dalından koparıp içindeki taneleri çiğ olarak yemek çok hoş oluyor.

Gözümüz gibi baktığımız üvez ağacımızın üzeri meyve salkımları dolu bu yıl. Tohumdan ürettiğimiz fidanları da çok güzel geliştiler.

Zeytinler tomurcukta. Zararlılardan korumak için güveye karşı organik sertifikalı zehirsiz, biyolojik ilaçlamaya başladık. Aynı zamanda güve ve zeytin sineği için astığımız tuzaklarla zararlı mevcudiyetini izlemeye çalışıyoruz.

Delta tipi tuzak zeytin güvesi için.

Sarı plakalar ise zeytin sineği için. Her iki tuzakta da zararlıya özel feromonlar var.

3 Comments

  1. Bezelyelerinize bayildim!:) Baklayi bu sene Yuksel teyzelerin tarlasinda toplarken taze taze cok yedim. Bezelyelerin de ayni keyfi verecegine eminim.
    Sizden ornekle, biz de onumuzdeki sene baklayi zeytinlerin cevrelerine dikmeye karar verdik. Capa erezyona sebep oluyor. O yuzden tum alani capalayip bakla dikmek yerine, agaclarin cevrelerini daha genis capalayip, sadece oralara bakla dikelim diyoruz. Zeytinliklerde tum alani, Yuksel teyze ve diger tum goren Kizlanlilarin uyarilarina ragmen capa yapmamaya karar verdik. Bakalim bir sakincasini gorecek miyiz…
    Kolay gelsin.

  2. Baklanın bir faydası da yabancı otları baskılaması. Hem gübre, hem yoğurtlusu, hem otu önlüyor, hem de toprağı beslemenin yanısıra çok güzel kehribar gibi yapıyor. Daha ne isteriz, değil mi 🙂

  3. Bu durumda, bizim ayrik otu basmis her yere bakla mi ekmeli acaba? :))
    Bizim arsada sebze bahcesi yapalim diye elimizi attigimiz her yerde ayrik otu, yoresel adi topalak olan soganli bir yabani ot, bir de Yuksel teyzenin adini soyleyip de simdi hatirlamadigim baska bir ot var. Bir seyler ekecek hale getirmek icin epey bir yabani ot temizleyecegiz gibi duruyor.
    Sahi, buralilarin bakla makarnasi (ama makarna degil!:) dedikleri, ic bakladan yapilmis bir yemek var. Denediniz/duydunuz mu hic?

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*