Sabri Babanın Fırını

Fırın Kardeşliğinin yeni üyesi Sabri Babanın Fırını. Sabri Baba, Hasan beyin babası. Hasan beyle uzun bir süredir haberleşiyoruz. Fırının planlanması ve yapımı sırasında pek çok detayı paylaştık. Sonunda mis gibi güveçte fasulye kokularıyla birlikte fırının hikayesi de ulaştı. Sözü Hasan beye bırakıyorum.

Selamlar,

Adım Hasan Oktar İstanbul’da ikamet etmekteyim. Aslen Kırklareli, Babaeski, Sofuhalil Köyündeniz.

2000 yılında köyümüze ev yaptık. Babam oraya yerleşti bizde fırsat buldukça hafta sonları gidiyoruz. Dokuz yıldır evin ve bahçenin düzenlemesi devam ediyor. Bu arada aklımızın bir köşesinde olan fırına bir türlü başlayamamıştık ta ki Meyvelitepe sitesi ile tanışana kadar.

Meyvelitepe sitesi her şeyi o kadar ayrıntılı anlatmış ki başlamamak için hiçbir sebep yoktu. Fırın ile ilgili sayfalarını bir solukta okuyup ve çıktılarını aldıktan sonra kendimize uyacak şekilde bir plan tasarlayıp işe koyulduk.

Öncelikle fırının yerini tespit ettik zaten fazlada seçeneğimiz yoktu. Daha önce ateşlik olarak kullandığımız odunluğun yanındaki yere karar verdik. İşe öncelikle çatıdan başladık çünkü tavan çok alçaktı ve yerden yüksekliği fırın için yeterli değildi.

Daha sonra tabana temel için beton atıp 160cm’e 120 cm ebatlarında yan duvarları ördük. Kenarlara bir sıra  harman tuğlası ile ördük ve  içine perlit çimento karışımını döktük. Bunu üzerine taban tuğlaları geleceği için terazide olmasına dikkat ettik.

İki üç gün kurumasını bekledikten sonra Taban tuğlalarının arasındaki boşlukları şamot ile kapattık.

Taban tuğlalarının kuruması için yaklaşık bir hafta bekledikten sonra 90 cm çapında strafordan yaptığımız kalıbın etrafına ateş tuğlalarını örmeye başladık. Bu ateş tuğlalarını ucuz olduğu için delikli aldım tanesi 1 TL’ye geldi.

Fırın ağızı için 50cm’lik kemerli tuğla,  50cm tünelden sonra dış ağız içinde 60 cm’lik kemerli tuğla kullandık. Böylelikle fırının ağız kısımlarını bitirmiş olduk.

İki kemer arasındaki baca gelecek olan yere iki adet L demir koyduk.

Baca tuğlası örecektik fakat elimizde fazla harman tuğlası olduğu için bunları değerlendirelim dedik ve harman tuğlalarıyla bacayı ördük.

Bundan sonra sıra işin en zor kısmı olan kubbeye gelmişti. Kubbede maliyeti düşürmek için harman tuğlası kullandık. Taş motoruyla ikiye böldüğümüz tuğlaları  örerek tahminimizden daha kolay bir şekilde bitirdik. Kubbenin dış kısmına da sıva yaparak fırınımız kullanıma hazır hale geldi.

Fırınımızı yakmak için sabırsızlanıyorduk fakat onca emekten sonra riske girmemek için 15 gün beklemeye karar verdik.

Bu sürenin sonunda ilk günler çimento torbaları daha sonra çalı çırpı yakarak denemelere başladık. Fırın ısıya alıştıktan sonra harlı bir ateşle kalın meşe odunlarını yakarak yükselebileceği en yüksek ısıya çıkardık.

Bu sırada kubbede ufak çatlaklar oluştu. Bunlarıda tamir ettikten sonra artık mis gibi köy ekmekleri, pideler, fırında güveçler bizleri bekliyordu teşekkürler Meyvelitepe…

 

Hasan beyin ve Sabri babanın ellerine sağlık. Fırınlarında aileleriyle birlikte ekmekler, pideler, güveçler pişirip afiyetle yeme mutluluğunun daim olmasını diliyoruz.

7 Comments

  1. Şu fırınlara özendiğim kadar uzun zamandır hiç bir şeye özenmiyorum.Öyle güzel yapım aşamaları var ki sanki ben bile hemen yapıverecekmişim gibi geliyor.. Oysa elime tuğla almış değilim 🙂
    Teşekkürler paylaşım için.

  2. Nalan hanım,
    Fırın konusu bizi de şaşırtacak ölçüde çığ gibi yayılıyor, anlaşılan bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da pek çok kişi bir kıvılcım bekliyormuş. Her gün nette “köy fırını” arayan çok sayıda kişinin sitemizi ziyaret ettiğini, gerek bizim gerekse fırın kardeşlerinin deneyimlerinden yola çıkıp kendi fırınlarını tasarladıklarını ve buraya yansıyandan çok daha fazla sayıda fırın yapıldığını biliyoruz.
    Biz de dileğinize katılıyor, fırınlarını yapanların ellerine sağlık diyoruz:)

  3. Hasan Beyin eline sağlık,çok güzel olmuş.
    Meyvelitepe sakinlerine teşekkürlerimi sunuyorum.

  4. başka şeyler ararken sizi gördüm inanın çok sevindim bizde dikilide bir yer aldık ve oraya yerleşicez ben 36 deniz eşim 46 3 tane çocuk 6 4 2 yaşlarında ailecek çiflikte şu olacak falan gibi hayallerle inşallah bu yıl yerleşicez etraftaki herkes bize deli gözüyle bakıyor ama biz son zamanlarda insank-lardan usandık şimdilerde herkes ruh hastası olmuş ve hayal aleminde yaşamakta neyse bende antakyadan tohum toladım biraz şu kırmızı olan meyve tibette olan dikilide olurmu fidanını nasıl buluruz sizi kutluyorum dsvet ederseniz yol hikayelerimize sizide katmaktan hoşnut olurum ben ve ailem deneyimlerinizden yararlanmak güzel olur

  5. Neşe hanım, sizi kutluyorum. Küçük çocuklara rağmen kaçışınızı planlamış, dahası uygulamaya koymuşsunuz. “Hayvan Sebze Mucize” isimli kitabı hatırlattınız. Orada da küçük çocuklarla birlikte şehirden kaçıp ekolojik yaşama adapte olan bir ailenin hikayesi anlatılıyor.
    Sizin de anlatılacak, başkalarına da faydalı ne kadar çok hikayeniz olur.
    Bir adım geri çekilip günümüzün toplumuna, yaşamına bakıldığında gerçekten de ne kadar rahatsız edici görünüyor.
    Goji berry’yi soruyorsunuz yanılmıyorsam. Evet, goji berry dikilide gayet güzel olur. Tohum temin edip fidanlarınızı kendiniz yetiştirebilirsiniz. Ya da gelecek bahar çelikten fidan yapmayı düşünüyoruz. O zaman haberleşirsek göndermeye çalışırız.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*