Güze merhaba

Yine yaz ve sonbaharın iç içe geçtiği bir mevsim geçişi yaşıyoruz. Isı epey düştü. Eylül başında yağması gereken yağmur gelmedi. Geçen hafta içinde bir gece gelen yağmur dışında henüz yağış yok.

Bu mevsim, tüm canlıların iyi bir kış geçirebilmesi için doğanın herşeyi sunduğu bir dönem. İki hafta önce cevizleri topladık. Sincaplar ağaçlarda kalan ya da düşüp bir yerlere düşmüş cevizleri vızır vızır yuvalarına taşıyorlar. Hatta bazen başı kadar büyük bir cevizi hoplaya zıplaya taşıyan bir sincapla karşılaşmak insanı gülümsetiyor.

Bahçede yaz sebzeleri son demlerini yaşıyor.


Son bir gayret salkımlarını donatmış bir domates.


İki metre yükseklikte meyvelerini büyütmeyi başarmış pembe, güz güneşi altında domateslerini kızartmakla meşgul.


Bunlar ise soğuklardan önce kızarabilecekler mi bakalım. Artık zamana karşı yarışıyoruz.


Bu kurutmalık meksika domatesleri sonradan coşanlardan. Sanki yaz yeni başlıyormuş gibi keyifle meyve bağlayıp, büyütüp kızartıyorlar. Oysa kurutmak için çok geç.


Kırmızı tatlı yağlık biberler de sonbaharı görmezden gelip yaza devam edenlerden.


Hala günde 3-4 salatalık bulabiliyoruz. Zaman zaman bir iki sakız kabağı da çıkıyor. Patlıcanlar hala var. Seraya ektiğimiz 8-10 kök çalı fasulyesi bu günlerde verime geçti. Kışlık kurufasulye olarak ektiğimiz İspir fasulyelerini ve kalan nohutları bir kaç gün içinde toplayacağız.


Hünnaplar limon iriliğinde. Renkleri alaca olanların tadına doyulmuyor.


“Artık sonbahar geldi”nin bir başka habercisi ayvalar. Son poyraz fırtınasından arta kalanları sarartmakla meşguller.


Bal kabaklarını toplayıp serada geçici olarak istifledik. Sekiz kadar kestane kabağı,


On tane de dev kabak var. En büyükler 40 kilo civarında.


Aşılı kestanelerimiz çeşitlerine göre kozak açmaya başladılar. Fotoğraftakiler fırdola, ilk önce bunlar toplanıyor.


Öküzgözü çeşidinin biraz daha zamanı var. Kışlık ve saklanabilir kestane olarak en son hacı ömer gelecek.


Muşmula fidanlarımızın üstleri çakılı. 30 kadar muşmula fidanı var. Bu kadar muşmulayı ne yaparız bilmiyoruz. Sirke olur mu acaba?

Hurmaların eli kulağında. Çakıları bilemek gerekiyor. Ağacımız bize yine bir sürü güzel hurma sundu. Hepsini kurutacağız.


Karamürsel-Su çeşidi zeytinlerimizden kararan ya da rengi dönenleri topladık. Topu topu iki sepet çıktı. Oysa geçen yıl 4-5 sele toplamıştık. Bu yıl pek çok yerde olduğu gibi bizde de zeytin yok sayılır.


Samanlı zeytinimiz de maalesef bu yıl çok az. Son üç yıldır meyve veren ağaçlarımız bu yıl tatilde.


Önceki yıllarda hiç meyve vermemiş ağaçlarımızda ise zeytin var. Bu yıl onlardan yiyeceğiz anlaşılan. Oysa arazi aldığımızda konu komşu, bunlar adam olmaz, kes gitsin demişlerdi.


Gojilerin maşallahı var. Hazirandan bu yana hız kesmediler. Havalar soğuyana kadar büyütüp kızartacakları meyveleri hâlâ var. Bu yıl, geçen yıl düştüğümüz hataya düşmemek için kış sebzelerimizi zamanında düşündük. Bir sürü pırasa, kıvırcık, soğan, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, lahana, kereviz vs. fidesi yapıp Temmuz ve Ağustos aylarında yerlerine dikmiştik. Epey büyüdüler. Bir süredir brokoli çiçeklerini kesiyoruz. Parti parti ıspanak ekiyoruz, ki hepsi bir anda olmasınlar, sırayla toplayabilelim diye.

Bodrumun yarısını kapılı bir bölme ile bölerek kiler yaptık. Annemin evinden çıkan eski mutfak dolapları, bir kaç büyük raf, bir dondurucu, oraya buraya asılan fileler vs.den sonra, tavana monte ettiğimiz bir kalasa vidaladığımız bir sürü çengele kavun ve karpuzları astık.


Uzun karpuzlar 15-20 kilo geliyor. Bunlar çok dayanıklı bir çeşit. Geçen yıl Ocak ayında kesip yemiştik ve mükemmeldi. Bakalım bu yıl nasıl olacak?


Yazın sıcağından bunalan güller sonbahar serinliğini görünce yeniden şenlendi, sarmaşıkla sarmaş dolaş olup giderayak bize bu çok hoş doğal buketi sunmuşlar.

Bu mevsimde doğanın gözle görülür bir hızla değişimini izlemek ve bu değişime ayak uydurmak düşüyor bize.

 

15 Comments

  1. Her şey çok güzel, Maaşallah ağız tadı ile yemeniz dileğiyle.(gördünüz mü? nasıl sıkı takipçileriniz var, daha klavyenizin tuşları soğumadan cevap geliyor.)

  2. Hangi birinden söz etsem… Masmavi gökyüzüne yükselen kestanenin orijinalliği… Hünnapın vadettikleri… Pembe domatesin hafızadaki lezzeti… Kırmızı gülün bembeyaz sarmaşıkla sarmal hali… Askıdaki filelerin fonkiyonelliği… ve ille de sepetteki zeytinin o yeşil-mor rengi beni benden aldı… Verilen emeğin haddi hesabı yok belli; zihninize-elinize sağlık… Afiyetle yensin! Sevgiler…

  3. Öncelikle emeğinize sağlık, tekrar tekrar tekrar…
    Herşey harika gerçekten. Yaradanın verdikleri bu binbir güzellik insanların şükretmesine yeter de artar bile..
    Benim önerim var size. Biz muşmulaya töngel= döngel deriz buralarda. Karadenizde çok olur. Ve pekmezi de yapılır. Çok da güzel tadı olurmuş. Ben yemedim ama daha geçen gün annemle konuşuyorduk; nelerin pekmezini yapıyoruz biz diye.. Denemenizi öneririm, bütün yetiştirdikleriniz afiyet bal şeker olsun…

  4. Çok güzel yazılar yazıyorsunuz sizi tebrik ederim.Fakat daha sıklıkla yazmanızı dilerim.Bizim bu sene domateslerimize hastalık geldi.Hünnaplarımız sizinki kadar büyük olmasada tatları cok gusel ve babanem dış kabuklarını soyup reçel yapıyor.Tavsiye ederim.

  5. Sincaplar ha! Hem domateslerinizi hem de sincaplarinizi kiskandim desem!:)
    Hersey pek guzel gorunuyor. Belli ki keyifli bir guz yasaniyor Meyvelitepe’de.

  6. Razı olurlarsa size biraz sincap transfer edelim:)
    Çok şükür keyifli gerçekten, burada ilk güzümüz sayılır, yoksa kış mı demeliyim zira yünlüleri giydik bile.

  7. Teşekkürler Ceyda. Elimizden geldiğince sık yazmaya çalışıyoruz, ama bahçe ve ev işleri epey zaman alıyor. Bizdeki hünnap ağaçları aşılı olduğu için meyveleri iri, yoksa bakımdan değil. Reçel iyi fikir, ama bize de bir babaanne lazım o zaman:)

  8. Nesrin hanım, iyi dilekleriniz için çok teşekkürler, gerçekten şükretmemek mümkün değil.
    Töngel adı burada da kullanılıyor. Pekmezinin nasıl yapıldığını bilmiyorum, tarifi varsa makbule geçer doğrusu.

  9. Berceste, muşmuladan neler neler oluyormuş. Bunlar bizi uğraştıracak yine, muşmula peyniri, jölesi, tarifini bulursak pekmezi,liste böyle uzayıp gidiyor:)

  10. Yazılarınızı merakla bekliyorum. dilerseniz sizede yollayabiliriz süper babaneme soylerim yapar sizede recel. İşlerinizde kolaylıklar dilerim.

  11. Günaydın ismail bey,bende sizi sıkı takip edenler arasındayım.Her nekadar yazamasamda.Ofisteki arkadaşlarla neredeyse hergün sizden bir konu mutlaka ediyoruz.Sonbahar yüzünü sizin oralarda daha fazla yüzünü gösteriyor,fotoğraflarınızdan da anlıyorum.Sizinlede daha önce paylaşmıştım birkaç zaman sonra Seferihisarda sığacık körfezini gören 300 rakımında bir arazimiz(17000 m2) var orada sizi model alarak bir çiftlik kurmayı planlıyorum,sizden yazılar deneyimler biriktiriyorum,buda hedefe daha kısa ulaşmamı sağlayacak.Sizi gayretli çalışmalarınız,araştırıcı ve örnek insan olunuşonuzdan dolayı kutluyorum.Ayrıca eşinize de selamlarımı söyleyin,bu hayalinizin içinde enaz sizin kadar emeği olduğunu biliyoruz.Selamlar Duran Bozkurt

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*