Bir Nisan Günü

 

“Güneş sıcaktı, lakin rüzgar serin.

Bir Nisan günü nasıldır bilirsin. 

-Robert Frost – 

İlk önce, daha Mart’ın 15’i olmadan, çiğdemler açar. Topraktan portakal rengine yakın, sapsarı başlarını çıkardıklarında biliriz ki, mevsim ilkbahar, biliriz ki arkası gelecek. Bunlar da bizim bahçenin müjdecileri.

Bahar dalları bütün kış tomurcuk, tomurcuk hazırlanmıştı güneşe, hatta kış ortasında güneşi görünce bir iki çiçeğini de açıvermişti. Onca karın içinde, sanki siyah beyaz bir fotoğrafta, renklendirilmiş bir iki pembe gonca gibi durduklarını düşünmüştüm o zaman. Şimdi ise yeşil ve güneş bolluğunda cıvıl cıvıllar.

Zerrinler de ille bu ikiliyi takip eder, çiğdemler geçince onlar açar. Bu fotoğrafı çektiğimizde henüz açılmamışlardı, oysa şimdiye kadar geldiler, geçtiler… Hatta vazomuzda evimizi de, gözlerimizi de şenlendirdiler. Zerrinin arkası lale, sümbül. Nitekim, şu an çalışma masasındaki minik bardakta sarı bir sümbül var.

Böyleydi ortalık bütün kış ayları boyunca. Kar eridiğinde hasar tespiti yapmak gerekebileceğini düşünmüştük. Bunca karın altından köydekilerin deyişiyle helva gibi çıkacaktı toprak, lakin bitkilerin nasıl çıkacağını, doğrusunu söylemek gerekirse, biraz endişeyle bekliyorduk.

Güneşin sihirli gücü ortaya çıkıverince böyle oldu. Kış öncesi ektiğimiz arı otları güneşi görünce bahçeyi bir iki gün içinde yemyeşil yaptılar. Zeytinler, bu uzun, soğuk kışı sağ salim atlatmanın coşkusu içinde, biz de tabii…

Brokoliler bütün kış kardan battaniyenin altında  yapraklarının ucunu dahi çıkarmadan durmuştu. Meğer zıpkın gibi harekete geçmek için enerji depolamışlar. İnanılmaz bir hızla büyüyüp, çiçeklenmeleri mucize gibi bir şeydi.

Seradaki ıspanaklar da az naz yapmadı hani. Soğuk devam ettiği sürece tohumdan çıkmış halleriyle öylece iki yapraklı olarak durdular. Ara ara bahçeye inebildiğimizde baktıkça, bu yıl bahçeden ıspanak yemekten ümidi kesmiştik doğrusu. Sonra güneş geldi, ortalığı azıcık ısıttı, ve Orhan Veli’nin dediği gibi “Her şey birdenbire oldu.” Fotoğraftaki boya erişmeleri bir, bilemediniz iki gün sürdü. Şaşırttılar ve sevindirdiler.

Kıvırcıklar da seradaydı. Tıpkı ıspanaklar gibi, onlar da sıcağı görünce gül gibi açılıp yayıldılar.

Bu güzeller ışgın (rubarb). Pek çok kök ekmiştik, sadece üç kök sağ çıktı. Öğrendiğimize göre taze sapları karanlıkta uzadığında daha körpe oluyormuş. O yüzden ilk filizlerini farkedince hemen üzerlerine büyük boy birer saksı örtmüştük. Okuduğum yazıda karanlıktan ne zaman çıkarılmaları gerektiğine ilişkin bilginin dikkatimden kaçıp kaçmadığını düşünürken bir baktık saksının ayağını çoktan yerden kesmişler. Bu şapka bize küçük geliyor der gibi bir halleri vardı. Böylece sorunun cevabı da bulunmuş oldu.

Bu beyefendi de güneşin keyfini çıkaran Nox. Evet, görüldüğü üzere epey palazlandı. Kış ayları boyunca gece yattık, sabah kalktığımızda biraz daha büyümüş bulduk Lumi’yi de Nox’u da. Böyle efendi duruşu aldatıcı biraz, afacanlık  şöyle böyle değil. Üst bahçeyi tarumar ettiler, hortumlarla, bitkilerle, kısacası buldukları herşeyle dişlerini bilediler. Üstelik Nox o karda kışta parmağını kırmayı da başardığından hem o hem biz epey hırpalandık. Neyse çok şükür bugünümüze diyoruz. Yukarıdaki bakıştan nedeni anlaşılacağı üzere ne yaparlarsa yapsınlar bu afacanlara kızamıyoruz,

Mart, Nisan, bahar, güneş, sıcak deyince çiftçinin işbaşı yapma zamanı da gelmiş demektir. Toprağın azıcık kurumasından istifade meyve ağaçlarımızı budadık. Kış örtüsü olarak ektiğimiz yulaf ve fiğler de güneşin hayat veren enerjisini toprağa ve gövdelerine depolamaya başladı.

Yaz sebzelerinin bir kısmı fide olma yolunda. Zeytin ağaçları altına karabuğday tohumları ekildi, arada yağan yağmurlar en çok onlara yarıyor. Artık hava fırsat verdikçe bahçede yapılacak iş çok, ama ne gam…

İrili ufaklı, leziz domatesleri, çıtır salatıkları, enfes çilekleri, rayihalı ahududuları, kıtır kıtır şeftalileri, kütür kütür kirazları, buz gibi karpuzları, mis kokulu kavunları ve en önemlisi güneşi özleyen bir biz değiliz herhalde…


14 Comments

  1. Güzel sevgililer, güzel insanlar.

    İçimi ısıttınız gecenin bir vakti yine. Sevdiceğime keşfettiğim bu güzel blogun adresini yazmak için açmıştım sayfanızı, yep yeni cümlelerle tap taze bahar sevinciyle karşılaştım. İbrahim peygamberin bir duası var; “Rabbimiz, gözler aydınlatan gönüller sevindiren eş ve çocuklar nasip et bizlere. Ve bizi inananlar için güzel bir örnek yap.” Yozlaşmanın tavan yaptığı, sahip olduğumuz en masum alanlara bile kendini soktuğu şu zamanda sistemin çarklarına sırtını dönen, toprağın sıcaklığına sokulan sizler ne kadar güzel bir örneksiniz biz 21’lik toy gençler için anlatamam.

    Hayat güzelliğinize güzellik katsın, size yaş aldırsın ama yaşlandırmasın dilerim.. Bu harika blog ve kıymetli paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler.

  2. Icim senlendi yazdiklarinizi okudukca. Bereketi bol olsun bahcenizin bu yaz.

    O bakislara da kiyamam ben, gecmis olsun! Ayak parmakcigini nasil kirmayi basarmis. Minicik onlar!

    • Dilek, sağol:) O minicik ayak parmağını birisinin kurduğu kapana kıstırarak kırmış, çok şükür başka bir tarafına zarar gelmemiş ve parmakcık da tamamen iyileşti.

  3. gene nefis bir yazı.pazartesi sendromunu hemen attım üzerimden okuyunca yazınızı.sevgiyle kalın.iyi ki varsınız.

  4. Sabah sabah insanın canı ıspanak, brokoli, marul, soğan istermi? Valla istedi o güzelim fotoğrafları görünce.Hepsini yiyesim var. Hastalıksız ve zararlı böceksiz ürünler dilerim size bu yaz.

  5. çok güzel bir bahçe olmuş ellerinize sağlık.size uzun zamandır sormak istediğim bir soru vardı.bende serada domates biber salatalık ve fasülye ektim fakat her sene sebzelere musallat olan köksüz bir aslak bitki fidelere dolanmak kaydıyla (tıpkı ahtapot gibi) yapışığ her tarafını sarıyor ve ölmesine sebep oluyor.
    bahsettiğim bitkinin herhangi bir köküne raslamadık araştırmalarımda hemen herkeste aynı problemin görüldüğü ancak bıçak yardımı ile kazıyabiliyoruz.rengi sarımsı ve iplik kalınlığında.eğer bu konu hakkında herhangi bir bilginiz varsa yardımlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.teşekkür ederim.

  6. herşey muhteşem.DOĞAmuhteşem.Parmağımı oynatacak halim yoktu ama dayanamadım.Malum bahar işleri.Sevgiyle kalın.

  7. Notlarınız, tüm harika dilekleriniz, güzel sözleriniz için çok teşekkürler…
    Dileriz bahar herkese iyilikler, güzellikler, bereketler getirsin.

  8. yine ;yazı güzel,bahçe muhteşem,köpekcik harika!Şairin dediği gibi KELİMELER KİFAYETSİZ KALIYOR bu güzellikleri anlatmaya.Allah sizden razı olsun,sabah sabah yüzümde öyle bir gülümseme yarattınız ki bu bana iki gün yeter.Bütün yaz resim ve yazılarınızı merakla bekleyeceğim,bereketli olsun.(özellikile domateslerin resimlerini.)

  9. Fikir çok,çalışmak çok ama sonuç muhteşem.Teşekkür ederim verdiğiniz bilgilere, teşekkür ederim paylaşımlarınıza yazılarınızın takipçisiyim.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*