Bitki Yağı ile Merhem Yapımı

Bahçemizdeki, çoğu yabani, otları tanıdıkça pek çoğunun küçük birer şifa hazinesi olduğunu öğreniyoruz. Farklı işlevleri ve yararları olan otlarla hazırladığımız şifalı bitki yağları bahçe işleriyle yorulan kaslara, acıyan eklemlere, çizilen veya kesilen ellere deva olduğundan her daim elimizin altında. Bu defa yine bir ihtiyaçtan yola çıkıp şifalı bitki yağıyla bir merhem hazırlamaya karar verdik.

Malûm, şifalı bitki yağları sıvı olarak kullanılabildiği gibi, bunlarla merhem, krem, sabun veya benzeri karışımlar da hazırlanabiliyor. Tabii, bu ürünleri yapabilmek için öncelikle, uygun koşullarda yetişmiş, toplanmış ve hazırlanmış bitkilere, yağa ve hazırlama yöntemi hakkında doğru bilgiye ihtiyaç var.

Daha önce, ”Tafsilatlı Bitki Yağı Tarifiyle Karakafes Otu” başlıklı blog yazımızda, bitki yağı tarifini verirken, bu işin iki farklı yöntemle yapılabileceğinden söz etmiş ve bu yöntemlerden biri olan “Güneş yöntemi” ile nasıl infüzyon (bitkinin yağda demlenerek içindeki değerli elementlerini yağa bırakması) yapılacağını ayrıntılı olarak anlatmıştık. Güneşli yaz günlerinde ve nispeten daha uzun bir zaman diliminde gerçekleşen bu tür infüzyonların, kış günlerinde veya daha hızlı yapılabilen alternatifi ise “Isı yöntemi” ile infüzyon.

Isı yöntemi ile infüzyonun tarifine geçmeden önce dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın, içine bitkileri koyduğumuz yağı asla ve asla kaynama veya fokurdama aşamasına getirmemek olduğunu vurgulamakta fayda var. Isı yöntemiyle yapılan infüzyonda kurutulmuş ot ve çiçeklerin yanı sıra taze otları da kullanmak mümkün. Yalnız taze otlarla çalışırken otların tamamen kurulanmış olmasına, yani üzerlerinde çiy taneleri, yağmur veya yıkama suyu damlacıkları bulunmamasına dikkat etmek gerekiyor.

Biz, bu defa, ısı yöntemiyle, egzamaya çare olabildiği söylenen bir merhem hazırlamak üzere taze kuş otu ve kuru papatya yağı hazırladık. Aşağıda verdiğimiz tarif tüm otlar için kullanılabilir.

Isı yöntemiyle bitki yağı yapımı:

1.Öncelikle bahçeden topladığımız, taze kuş otlarını ayıklayıp yıkadık. Bir süzgeçte yıkama suyunun süzülmesini bekledikten sonra, taze otlarımızı bir kaç katlı pamuklu bez üzerine yayarak, iki gece tamamen kurumaya bıraktık. İyice kuruyan taze otlarımızı ince ince kıyarak bir tepsi üzerinde bir kaç saat daha havalandırdık. Bu şekilde otlar epeyce su kaybetmiş oldu.

2.İnfüzyon için tavsiye edilen yaklaşık ölçü: 300 ml sıvı yağa, 75-100 gr taze ot veya 50-75 gr kuru ot. Ancak, asıl önemli olan sıkıştırılmış otların üzerine çıkacak miktarda yağ kullanmak. Biz bu işlem için, ısıya dayanıklı, cam kavanoz kullanmayı tercih ettik. Suyunu büyük ölçüde kaybeden, kıyılmış taze kuş otlarını ve kuru papatyaları kavanoza sıkıştırarak yerleştirdikten sonra, otların üzerine çıkana kadar zeytinyağı ilave ettik.

3. Yağımızı yakmadan ısıtmak için “bain marie” denen yöntemi kullanmamız gerekiyor. Özel bir “bain marie”(benmari) aparatı olmayanlar bunu iki farklı boy tencereyi iç içe koyup, alttaki tencereye su doldurarak yapabilir. Bizde de benmari tenceresi olmadığı için, kavanozdaki yağı ısıtacak derinlikte su doldurabileceğimiz bir tencerenin dibine, pamuklu bir bezi katlayıp koyduk. Kavanozu bezin üzerine oturttuktan sonra, tencereyi suyla doldurduk. Bunu yaparken yağ dolu kavanozun içine katiyen su kaçırmamak gerekiyor.

4. Tencereyi içindeki kavanozla birlikte ocağa aldık. Bu aşamada, su kaynamaya başladığında kavanozdaki yağın içine su sıçramaması için dikkatli olmak çok önemli. Tenceredeki suyla birlikte ısınmaya başlayan yağımızı, bir kaşık yardımıyla ara ara karıştırarak ısının yağın her yanına eşit yayılmasını sağlamaya çalıştık. Parmak ısıran sıcaklığa, yani minimum 55 C derece civarında bir ısıya erişen yağımızı tencereyle birlikte ocaktan aldık. İnfüzyon kavanozumuzu, sıcak suyun içinde, ağzı açık olarak veya sadece buhar geçirecek peçete gibi bir örtü ile kapatarak soğumaya bıraktık.

5. Yukarıda 4. adımda anlattığımız yöntemi 24 saatte bir olmak üzere, 3 kez tekrarlayarak ısı yöntemiyle infüzyonu tamamladık. Böylece taze otlarımız yemyeşil renklerini ve şifalı özelliklerini yağa bıraktı.

6. Son olarak, soğumuş yağımızı, içerisine ince ve temiz bir tülbent veya benzeri bir örtü yayılmış tel süzgecimize otlarıyla birlikte boşalttık. Bezi bohça gibi kapatıp üzerine streç film serdikten sonra bir de ağırlık koyup yağın süzgecin altındaki kaba tamamen süzülmesini bekledik. Böylece artık merhem yapma aşamasında kullanacağımız şifalı bitki yağımız hazırlanmış oldu.

İnfüzyon yapılıp süzülmüş bitki yağını sıvı halde, ağzı sıkıca kapanmış koyu renk şişe veya kavanozlarda, loş ve serin bir ortamda, en az bir yıl olmak üzere, uzun süre bozulmadan saklamak mümkün.

İnfüzyonla şifalı bitki yağına dönüşen yağımızla artık merhem yapma aşamasına geçebiliriz. Bunun için şifalı bitki yağı dışındaki gerekli malzemeleri de önceden hazırlamak gerekiyor. Merhem yapılırken bitki yağına ilaveten karışıma, cilt için çok yararlı olan hindistan cevizi yağı, kakao yağı veya “shea butter” gibi düşük ısıda donabilen bitkisel yağlar ve balmumu ekleniyor.
Biz de, egzamaya deva olması amacıyla hazırladığımız kuş otu, papatya bitki yağıyla yapacağımız merhemde, yine bu rahatsızlık için tavsiye edilen, hindistan cevizi yağını kullanmayı tercih ettik.

Şifalı bitki yağlarıyla merhem yapımı:

1. Temel ölçü olarak verilen miktarlar:
70 ml şifalı bitki yağı (otlarla infüzyon yapılmış yağ)
25 gr rendelenmiş veya hafifçe yumuşamış katı bitkisel doğal yağ (kakao yağı, hindistan cevizi yağı, shea yağı ve benzeri)
5 veya 10 gr rendelenmiş balmumu

2. Bu işlemde de, yukarıda “bain marie” usulü olarak açıkladığımız gibi, alttaki su dolu olmak üzere, iç içe geçmiş iki kap kullanıyoruz. Merhemi hazırlarken yağımızın hiç bir şekilde kaynama veya yanma aşamasına gelmemesine dikkat etmek yine en önemli nokta.

3. Biz kuş otu, papatya merhemimizi hazırlarken yukarıda verdiğimiz temel ölçülerin iki katını ve 15 gr balmumu kullandık. Kaynar su dolu kaba oturttuğumuz kabın içindeki bitki yağını, hindistan cevizi yağı ve balmumu eriyene kadar ısıtıp karıştırarak ocakta tuttuk. Yağlar ve balmumu iyice birbirine karıştıktan sonra karışımı ocaktan aldık.

4. Henüz sıvı halde olan karışımı soğumadan steril bir kavanoza boşalttık ve biraz soğuduktan sonra donması için buzdolabına koyduk. Böylece merhemimiz kullanıma hazır hale geldi.

5. Merhemi ve kalan bitki yağını koyduğumuz kapları, daha sonra bir karışıklığa meydan vermemek için etiketleyip üzerlerine içeriklerini ve yapılış tarihlerini not ettik.

Kimi tariflerde, hem güzel kokması hem de şifa etkisi için merhem karışımına 30-50 damla kadar güzel kokulu, esansiyel yağlar eklenmiş. Ancak memleketimizde güvenilir esansiyel yağ bulmanın pek kolay olmadığını ve gerçek esansiyel yağların çok güçlü etkileri olduğunu bildiğimizden, şifa amaçlı hazırlanmış bu merhemde herhangi bir esansiyel yağ kullanmamayı tercih ettik. Esansiyel yağların etkileri konusunda yeterince bilgi sahibi değiliz, dolayısıyla kaş yapalım derken göz çıkarmaktan, yani beklenmedik bir allerjik reaksiyona yol açmaktan çekindik.

Bu işlemde kullanılan kap kacağın, özellikle balmumundan temizlenmesi zor oluyor, hazırlık aşamasında bunu da dikkate almakta fayda var.

Önemli hatırlatmalar:

Merhem ve krem yapılışı birbirinden farklı. Buradaki tarif, sadece merheme ait. Bu karışımın krem olarak kullanılması kimi ciltlere ağır gelebilir.

Hiçbir otu, cildin küçük bir bölümünde allerji testi yapımadan kullanmamakta fayda var.

Güneş veya ısı metoduyla yapılan infüzyonlar fermantasyon değildir. Her iki yöntemde de, işlem sırasında, bitkinin içerdiği özsuyun yağı bozmaması ve yağda mikroorganizma üreme olasılığının önlenmesi amacıyla, buhar geçiren bir bez veya kağıt havluyla kapatılarak korunması esastır. İnfüzyon yapımı sırasında kullanılan kabın ağzı sıkıca kapatılırsa yağın ısınması neticesinde içerideki bitkinin buharlaşan suyu kapakta yoğunlaşıp tekrar yağa damlayacağından ileride bozulma, kötü koku veya küfe sebep olabilir.

Aynı şekilde yağın dışında kalan bitki olursa yine küf ve benzeri bozulmalar görülebilir. Bu durumda bunları kullanmadan atmak gerekir.

İnfüzyonla hazırlanan ve uzun süre oda sıcaklığında beklemiş ot, sebze, sarımsak ve benzeri bitki yağlarını yiyerek veya içerek tüketmek sağlık açısından risklidir.

Egzama ve kuş otu ilişkisine de kısaca değinelim:
Egzamanın devasını bulmak için araştırma yaparken, bu sorunu bizzat yaşayanların pek çoğunun şifa olarak ilk sıraya kuş otu (Stellaria media) merhemini koydukları dikkatimizi çekti. Özellikle de, minik bebeğinin ağır egzama nedeniyle çektiği sıkıntılara çare arayan bir annenin, kuş otu, papatya ve ısırgan karışımıyla hazırladığı merhemle sadece kendi bebeğini değil, pek çok kişiyi de bu sıkıntıdan kurtardığını okuduğumuzda, bahçemizde bol bol bulunan kuş otlarını kullanmaya karar verdik. Kuş otunun egzamaya iyi geldiğine dair bilimsel bir çalışma bulamadık, fakat kaşıntıya iyi geldiği belirtiliyor.

Bu tarifle yağ veya merhem yapan ve kullanan herkesin şifa bulmasını dileriz. Tarifin paylaşılmasında bizim açımızdan bir sakınca yoksa da, paylaşımlarda, emeğe saygı çerçevesinde, en azından bir kaynak linki görmeyi umduğumuzu belirtmek isteriz.

Kaynaklar:
https://whisperingearth.co.uk
https://learningherbs.com

16 Comments

  1. Muazzam faydalı ve birçok başka deneme için ilham veren bu yazı için ne kadar teşekkür etsem azdır. Sağlıklı, uzun ömür dualarımla.

  2. Sevgili meyvelitepe paylasimlarinizi tanistigim günden beri zevkle ve merakla izliyorum bende bu yilbasi sevdiklerim icin balmumlu krem hazırladım balmumu zeytinyağı pudra ve biraz esans ekleyip ellerimiz ve ozellikle topuklarimiz icin bir krem yaptik eşimle bu kreminizid mutlaka deniyecegim Antalya yazin cok sicak so yillarda gunese bağlı oldugunu kesfettigi dirseklerimde kasintilar oldu insallah bu ona iyi gelir yalniz birşeyi merak ettim kreminizin gorselinde kivami cok guzel olmus ben bunu ancak pudrayla sagliyorum sizinki nasil böyle olabildi . Emeklerinize saglik ayrica sağlıklı mutlu gideni aratmayacak mutlu bir yil dilerim

    • Teşekkürler, size de iyi seneler:)

      Merhemi tarifteki ölçülerle yaptık, hindistan cevizi yağı orta sıcaklıkta tereyağı katılığında kalıyor, bir de balmumu etkisi var tabii. Fotoğraftaki buzdolabından çıkmış hali, oda sıcaklığında azıcık daha yumuşamış oluyor. Krem yaparken sanırım damıtılmış çiçek suları da eklenerek içerik biraz seyreltilmiş oluyor, ama krem konusunda yeterli bilgi sahibi değilim. Belki biraz kakao yağı ekleyebilirsiniz, hem hindistan cevizi yağından daha katı duruyor hem de cilde iyi gelen bir yağ.

  3. Her eve lazım ansiklopedi gibisiniz..Ne çok şey öğrendim sizden bir bilseniz.. Bilgi paylaştıkça çoğalır’ın canlı örneğisiniz.Teşekkürler…

  4. Temizlik için sirke çok işe yarıyor, özellikle sabun yaptıktan sonra kapların temizliğinde sirke kullanmaya başladığımdan beri işim çok kolaylaştı.

  5. Karakafes otu ve zılbıt hodangiller familyasındandır.İçeriğinde Pryrrolizidin alkaloit vardır ,kansorejendir. Ayrıca içeriğinde bulunan Allantoin maddesi de hücre yenilenmesi ve bölünmesini güçlü kılan bir özellik olarak karakafesi diğer bitkilerden ayırmaktadır. Hem çok derin yaralarda hem de kanser hastalıklarında kesinlikle kullanılmamalıdır. Çünkü derin yaralarda ,yarada iltihap varsa yüzeysel olarak , kabuk bağlayarak yarayı iyileştirdiğinden , derinde kalan yara içinde iltihap kalır, sonra yara tekrar aktif hale gelebilir. Kanserlerde ise , kanser hücrelerinin hızlı bölünmesine neden olur bu da hastalığın daha hızlı yayılmasını sağlar. Dolayısı ile bu iki durumdan da uzak durmak gerekir.

  6. Günaydın.
    Balmumunu karbonat çıkarıyor,yıkamadan önce bulaşık kapları karbonatla ovarsanız iş kolaylaşıyor.
    Çılgın kalabalıkta sakin bir vaha olduğunuz için teşekkürler,
    sevgiler

    • Bu pratik çözüm için çok teşekkürler, karbonatın marifetlerine bir yenisi daha eklenmiş oldu:)
      Sevgiler

  7. Merhaba Metvelitepe
    Emeğinize sağlık paylaşımınız için teşekkürler.
    Yazıdaki bainmarie yöntemine değinmek istiyorum. Benim bildiğim daha doğrusu yemek şeflerinden öğrendiğim bainmarie yöntemi iki tencere üst üste konulur ve alttaki tencerenin içine su doldurulur ancak üstteki tencere hiçbir şekilde suya temas etmez ve alttaki tenceredeki su fokur fokur kaynamasına fırsat vermeden ocak kısılır alttan çıkan buhar ile üstteki tencerenin ısınarak içindeki malzemenin ısınması sağlanır. Böylece kontrollü bir şekilde sonuca ulaşılır.
    Benim öğrendiğim bainmarie yöntemi bu.
    Yanlış anlamadıysam siz kavanozu tencerenin dibine bez koyarak ve kavanozu bu bezin üstüne oturttuktan sonra tencereye su doldurup ısıtmaya başlıyorsunuz.
    Ancak yöntemi anlatırken doğru anlatmışsınız ama uygulamada niye böyle yaptığınızı anlayamadım.
    Haddimi aştıysam özür dilerim.
    Kolaylıklar dilerim…

    Seda Tarhan

    • Rica ederim, benim bildiğim kadarıyla “bain marie” yöntemi iki şekilde uygulanabiliyor, biri sizin dediğiniz, suya temas etmeden hafif buharda ısıtma, ki buna “dry cooking” deniyor. İkincisi üstteki kabın suya temas etmesine izin verilen yöntem, ki bu da “contact cooking” diye biliniyor.
      Aslında her ikisinde de amaç yavaş ve düşük ısıda pişirmek. Isıya çok hassas besinleri hazırlarken, lezzet açısından dediğiniz yöntemi kullanmak önemli sanırım.
      Ben ise sadece yağın sıcaklığını belli bir derecede tutarak, yağı aşırı kızdırıp kimyasını bozmadan işlem yapmak istediğim için uyguladığım yöntemde de beklediğim sonucu aldım. Yağın sıcaklığını, alttaki suyu kontrollü ısıtarak maksimum 40 – 45 derecede tutabildim.

      Sorularınız için teşekkürler, yazılarımızı keşke herkes sizin kadar dikkatle okusa:)
      Sevgiler

      • Ben de çok teşekkür ederim. Bilgilerime yeni bilgiler kattığınız için.
        Saygılar, sevgiler…

        Seda Tarhan

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*