Kaolin Hakkında Sıkça Sorulan Sorular – Fotosentez

Bölüm 2 - Fotosentez ve Güneş Yanıkları

Fotosentez Nedir?

Fotosentez en basit tanımıyla, “yeşil bitkilerin ve bazı belli organizmaların ışık enerjisini kimyasal enerjiye çevirme işlemidir. Yeşil bitkilerde, su, karbon dioksit ve suda çözünerek taşınan bazı mineraller, alınan ışık enerjisiyle oksijen ve enerji zengini organik bileşiklere dönüştürülürler.”

CO2 + 2H2O —–ışık—–> (CH2O) + O2 + H2O

Kaynaklar

Yukarıda iki basit cümleyle tanımını yazıverdiğimiz fotosentez süreci, doğanın, insan eliye yapılması neredeyse imkansız karmaşıklıktaki devasa kimya fabrikası gibi çalışan, yerküredeki yaşamın kaynağıdır dersek asla abartmış olmayız.

Fotosentez çok geniş bir konu. Belli çevresel koşulların da varlığı durumunda, ışıkla gelen enerjinin, suyun, karbon dioksitin klorofil hücrelerinde buluşmasından sonra birbirini tetikleyen, gece-gündüz kesintisiz devam eden sayısız reaksiyon ve dönüşümden oluşuyor. Konumuz, fotosentezin devasa kimya fabrikasının içinde olanlar olmadığı için, isteyenler için okuma kaynakları bırakıyoruz.

Britannica – Photosynthesis

Photosynthesis – M.P.Johnson

Photosynthesis – Everything You Need to Know

bitkilerde fotosentez sistemleri – Necmi İşler

Fotosentez ışınımları nedir?

Güneş, atmosfer tarafından tutulanlar hariç çok geniş bir spektrumda ışık yayar. Bunlardan sadece 400 nm ile 700 nm arasında dalga boyuna sahip olanlar görünür ışınımlardır ve PAR ışınımları olarak adlandırılırlar.

Daha da detayına bakarsak, yeşil yapraklı bitkiler fotosentez yapabilmek için ~425-450 nm aralığındaki mavi ışınımlara ve 600-700 nm aralığındaki sarı ve kırmızı ışınımlara ihtiyaç duyarlar.

Kaynak

Fotosentezi etkileyen koşullar nelerdir?

Işık Yoğunluğu ve kalitesi: Işık yoğunluğu arttıkça fotosentez oranı da artar. Dolayısıyla düşük ışık yoğunluğunda fotosentez oranı da düşer. Diğer koşullar uygun ise bitki belli bir limite kadar fotosentez kapasitesinin tamamını kullanır.

CO2 konsantrasyonu: Havadaki karbon dioksit oranının 300-400 ppm aralığında olmasının fotosentez için yeterli olduğu düşünülür.

Sıcaklık: Çoğu bitkinin etkili fotosentez yapabilmesi için ortam sıcaklığının 25° – 35° C aralığında olması gerekir. Sıcaklık daha fazla yükseldiğinde bitkiler stoma açıklıklarını kapatarak fotosentezi durdurur.

Su ve suda çözünmüş mineraller: Yetersizliğinde karbon dioksit alımında problem oluşan önemli bir etkendir. Su yetersizliğinde yapraklar stoma açıklıklıklarını kapatarak var olan suyu bitkide tutmaya çalışırlar.

Yaprak stoma’larının durumu: Yapraklar üzerindeki kirlilik veya başka sebeple stoma açıklıklarının kapanması fotosentez sırasındaki gaz değişimi ve terlemeyi engelleyeceği için fotosentez de engellenir.

Devamı

Bunlar birincil derecede faktörler. Fakat bunlarla bitmiyor, başka pek çok faktör var.

15 Main Factors Affecting Photosynthesis

Photosynthesis – Everything You Need to Know

Bitki üzerine yapılan partikül film kaplaması fotosentezi etkiler mi?

Evet, etkiler.

Partikül film kaplamasının fotosenteze olumlu ya da olumsuz etkisi olmasını sağlayan faktörler nelerdir?

  • Kaplamanın PAR ışınımları bakımından optik özellikleri,
  • Kaplamanın yapraklar üzerindeki fiziksel özellikleri,
  • Kaplamanın IR (infrared) ışınımları bakımından optik özellikleri,
  • Kaplamanın ışık yoğunluğunun yeterli olmadığı saat, mevsim ve iklim kuşağındaki davranışları

Partikül Film Kaplaması PAR (fotosentez) ışınımlarını nasıl etkiler?

Yapraklar üzerine yapılan herhangi bir mineral kaplaması, belli bir andaki tekil yaprakların fotosentez ışınımı alımını az veya çok, her durumda azaltır.

Kaplamanın optik özellikleri, tekil yapraklardaki fotosentez azalmasını iki farklı mekanizma ile ağacın tamamının 24 saat içindeki yaptığı toplam fotosentezde telafi ederek fotosentez kaybını önleyebilir.

Fotosentez kaybının önlenmesi ve ağacın tümünde dengelenebilmesi için, kaplamada kullanılan malzemenin yüksek beyazlık ve parlaklığa sahip, ortalama 1 mikron tanecik boyutlu ve kalsine edilmiş amorf yapıdaki taneciklerden oluşması gerekir. Ayrıca, uygulamanın yapıldığı dönemde fotosentez ışınımlarının (PAR) yeterince yoğun olması gerekir.

Detaylara bakalım

Uygun özelliklerdeki kaolin kaplaması fotosentez kaybını iki farklı mekanizma ile önleyebilir, bazen de avantaja çevirebilir,

Birincisi, ışık yoğunluğunun yüksek olduğu mevsimde, normalde gölgede kalan yapraklar da kaplamadan yansıyan ışık ile fotosentez yapabilir,

ikincisi, kaplamanın IR ışınımlarını yansıtmasıyla yaprak yüzey sıcaklıklarının düşmesi, öğle sıcağında bitkinin stoma açıklıklarını kapatmadan daha uzun süre fotosentez yapabilmesini sağlayabilir.

Kaolinin fiziksel ve optik özellikleri, belli parçacık boyutuna indirilmesi ve pişirilerek kalsine edilmesi suretiyle, ışık geçirgenlik özellikleri değiştirilebilir.” (1)

(1) Particle Films: A New Technology for Agriculture

Doğru formülasyona sahip malzemenin fotosentezi azaltmayan optik özellikleri nelerdir?

Rafine edilip saflaştırılmış, kalsine edilerek optik özellikleri geliştirilmiş 1 mikron altı ortalama tanecik boyutlu kaolin, fotosentez ışınımlarını (PAR) az yansıtırken yakıcı UV (ultraviyole) ve sıcaklık yükseltici IR (yakın uzun dalga) ışınımlarını daha çok yansıtır.

Kaynaklar

1.PAR geçirgenliği

400nm-700nm arasındaki PAR ışınımlarının, partikül kaplaması tarafından geri yansıtılması veya emilmesi yerine, yaprak mezofil’indeki kloroplast’a ulaşması fotosentez için kritiktir.

Kaolinin fiziksel ve optik özellikleri, belli parçacık boyutuna indirilmesi ve pişirilerek kalsine edilmesi suretiyle, ışık geçirgenlik özellikleri değiştirilebilir.” (1)

Partikül film kaplaması için yapılan formülasyon denemelerinde fotosentez için en iyi sonucu veren, her ikisi de rafine, kalsine, ortalama tane boyutu 1 mikron altı olan hidrofobik (ıslanmayan) ve hidrofilik (ıslanan) işlenmiş kaolin formülasyonları fotosentez için gerekli PAR ışınımlarını, kullanım miktarına göre yapraklara daha çok geçirirken, rafine edilmiş ama kalsine edilmemiş kaolin PAR ışınımlarını yapraklara çok daha az geçirdi. (1)

Bundan çıkarılacak sonuç, PAR ışınımlarının yapraklara geçirilmesi zorlaştıkça ağacın toplam fotosentezinin dengelenmesi de zorlaşacak, fotosentez engellenecektir.

2.Yaprak yüzey sıcaklıkları ve IR (yakın uzun dalga) ışınım yansıtılması

Küçük tanecikli kalsine edilmiş amorf yapıdaki kaolinit mineralinin bir diğer optik özelliği ise UV ve IR ışınımlarını daha fazla yansıtması.

Bu özellik, yaprak yüzey sıcaklıklarının ışınım sebebiyle ısınmasını azaltırken aynı zamanda UV sebebiyle güneş yanıklığı hasarının da azalmasını sağlıyor.

Yaprak yüzey sıcaklıklarının azalması, bitkinin yüksek sıcaklık sebebiyle girdiği stresi de de azaltıp, yaprak stoma açıklıklarının daha uzun süre gaz değişimi için açık kalmasını sağlıyor. Buna bağlı olarak bitkinin günlük fotosentez yapma süresi de uzuyor.

Partikül film çalışması sırasında, formülasyonların performansları ölçülürken tesbit edilip yayınlanan iki ölçümden birisi;

195nm ile 400nm arasındaki ultraviyole ışınımlarının yansıtılması, Surround, kalsiyum karbonat ve kalsine edilmemiş kaolin kullanılarak karşılaştırılmış. Buna göre, Surround formülasyonu UV ışınımlarını çok yansıtmış, kalsiyum karbonat az yansıtmış, kalsine edilmemiş kaolin ise hiç yansıtmamış.(1)

Buradan çıkarılacak sonuç, surround formülasyonu (küçük tanecikli kalsine kaolinit) UV ışınımlarını geri yansıtarak güneş yanıklarını azaltabilirken, kalsine edilmemiş kaolinin böyle bir özelliği yok.

Bir diğer karşılaştırmalı ölçüm;

IR ışınımlarıyla oluşan yaprak yüzey sıcaklıklarındaki değişimi karşılaştırıyor. Buna göre, surround formülasyonu IR ışınımlarını geri yansıtmak suretiyle yaprak yüzey sıcaklıklarını önemli ölçüde düşürürken, az işlenmiş kaolinin dikkate değer bir etkisi olmamış. (1)

Buradan çıkarılacak sonuç da, işlenmiş, küçük tanecikli kalsine kaolin güneşin IR ışınımlarını geri yansıtarak bitkinin sıcaklık stresini azaltma ya da geciktirme, dolayısıyla da fotosentez süresini uzatma özelliğine sahipken, işlenmemiş, kalsine edilmemiş kaolinin böyle bir özelliği yok.

(1) Particle Films: A New Technology for Agriculture

Formülasyondaki taneciklerin yapraklar üzerindeki fiziksel durumunun fotosentez ile ne ilgisi var?

Çok ilgisi var.

Tabak şekilli kalsine edilmemiş kaolinin yaprak üzerindeki yayılımı, stoma açıklıklarını etkileme durumu, ışık yansıtma kapasitesi ile amorf yapıdaki 1 mikron altı tanecik boyutundaki formülasyon, hem ışık fiziği hem de stoma açıklıklarını tıkama bakımından büyük farklar yaratıyor.

Detaylara bakalım

Bitkilere uygulanan herhangi bir ürünün stoma açıklıkları yoluyla karbon dioksit değişimini engellememesi kritik bir durumdur, aksi halde bitkinin verimliliği azalacaktır. Stoma açıklıklarının geçirgenliği karbon asimilasyonu için sınırlayıcı bir faktör olduğu için stoma’ların tıkanması fotosentezi azaltır (Weller ve Ferree 1978; Guet ve ark. 1996).

Moreshet ve ark. (1979) yıkanmış fakat kalsine edilmemiş kaolini pamuğa uyguladılar karbon dioksit alımının 2 gün içinde %20’den daha fazla azaldığını gözlemlediler, bu durumu stoma geçirgenliğinin azalmasına bağladılar.

Bununla birlikte, yapraklara uygulanan kaolin formülasyonların tümü stoma geçirgenliğini azaltmaz. Glenn ve ark. (2001, 2003), saflaştırılmış, ısı ile aktive edilmiş hidrofobik ve hidrofilik kaolin partikül kaplamasının bitkinin stoma geçirgenliğini, terlemesini ve fotosentezinin arttığını gösterdiler.

Moreshet ve arkadaşlarının (1979) çalışmasıyla Glenn ve arkadaşlarının çalışmalarında kullandıkları malzemeler arasında minerolojik farklar olmasına rağmen esas farklılık formülasyondaydı. Glenn ve arkadaşlarının (2001, 2003) kullandığı formülasyon, kolay dağılan, gözenekli ve stoma açıklıklarının üzerine gelen partiküllerin stomalar tarafından kolaylıkla üflenebilir özellikteydi.” (1)

Amorf yapıdaki, 1 mikron altı kalsine kaolin partikülleri ve bir elma yaprağının alt yüzünde bulunan stoma açıklıklarının durumu SEM fotoğrafında görünüyor.

Kalsine edilmemiş tabak şekilli kaolin partiküllerinin fiziksel yapısı stoma açıklıkları bakımından amorf yapıdaki kalsine partiküllerin avantajlarına sahip değil.

(1) Particle Films: A New Technology for Agriculture

Hangi durumlarda partikül Film Kaplaması fotosentezi azaltır?

Fotosentez için en önemli faktörlerin fotosenteze yarayışlı ışık yoğunluğu ve bu ışığın yapraklara geçebilmesi, stoma’ların açık olması, bitkinin susuz olmaması ve hava sıcaklığının 25oC – 35oC aralığında olması gerektiğini söylemiştik.

Işık yoğunluğunun düşük olduğu zamanlarda, örneğin sabahın erken saatlerinde, ışığın azaldığı kış aylarında veya bulunulan yerin ekvatordan uzak ve mevsim itibarıyla ışığın az alındığı bölgelerde (örnek kuzey ülkelerinde), ya da zaman zaman karşılaştığımız, yaz boyunca havanın serin ve az güneşli geçtiği yıllarda yapraklara yapılan Partikül Film Kaplaması doğru formülasyon ile yapılmış olsa dahi fotosentezi az ya da çok azaltır.

Yapraklara yapılan kaplamanın kalınlık ve yoğunluğu da fotosentezin azalmasına sebep olabilir.

Sonuç olarak, kaplamanın fotosentezi azaltması ya da azaltmaması, birçok faktörün aynı anda etkilediği çok hassas bir dengenin sonucudur.

Fotosentez artsın diye kaolin uygulaması yapılır mı?

Hayır, yapılmaz. Partikül Film Kaplamasının amacı fotosentezi arttırmak değildir. Başka faydalar için uygulanır ve bu esnada fotosentezin azalmamasını sağlamak hedeflenir.

Çok nadir, özel durumlarda fotosentezi azaltmak ya da geciktirmek için uygulama yapılabilir.

Partikül Film Kaplamasının fotosenteze etkisi ile ilgili bilimsel kanıtlar var mıdır?

Evet, var.

Örnek 1:

Avustralya, Yeni Zelenda ve Amerika’dan üç bilim insanının (J.N. Wünsche L. Lombardini D.H. Greer) Surround formülasyonuyla yapılan film kaplamasının elma tüm ağaç fizyolojisine olan etkileri konulu, 2004’de yayınlanan çalışma.

Çalışma, Yeni Zelandada elma bahçesinde yapılmış. Ağaçlara %5 oranında Surround formülasyonu, yaprakların üstünde 650 μg/cm2, alt yüzeyinde ise 480 μg/cm2 , kalın sayılacak bir kaplama (6,5 gr/m2) uygulanmış.

Detayı

Kaplama, ışınımın çok yüksek olduğu saatlerde yaprak ve meyve yüzeyi sıcaklığını 7oC’ye kadar azaltmış, meyvelerde hiç güneş yanıklığı oluşmamış. Güneş altındaki tek yapraklarda fotosentez ışınımlarının yaprağa ulaşması %20 kadar azalmasına rağmen, ağacın tümünde, 24 saatlik günlük süre içinde toplam fotosentez ve gaz değişimi azalmamış. Bunun sebebi, yansıma ile gölgedeki yaprakların da fotosentez yapmış olması, sıcaklık stresinin önemli oranda azalmasıyla ağacın fotosentez süresinin uzaması olarak açıklanmış.

Surround’ Particle Film Applications – Effects on Whole Canopy Physiology of Apple J.N. Wünsche L. Lombardini D.H. Greer

Örnek 2:

Rosati ve arkadaşları (2007), Kaliforniyada bulunan ceviz ve badem ağaçlarına uygulanan %6 oranında Surround formülasyonu sonucunda çok detaylı ölçümlerle tek yapraklarda ve ağacın tümünde, ışık dağılımını, PAR verimliliğini (PRUE) ve fotosentezini ölçmüşler.

Detayı

ADOLFO ROSATI, SAMUEL G.METCALF, RICHARD P.BUCHNER, ALLAN E.FULTON ve BRUCE D.LAMP INEN tarafından yapılan çalışma 2007 yılında yayınlanmış.

Buna göre, Temmuz ayında birbirine yakın ceviz ve badem ağaçlarında 12’şer ağaçlık gruplarda uygulanan %6 oranındaki Surround formülasyonu kaolin, tekil yapraklardaki PAR geçirgenliğini azaltmış olmakla beraber, kaplama tarafından ağacın içinde kalan yapraklara ışık ulaştırılmasıyla tekil yapraklardaki PAR kaybını telafi etmiş, Yapraklardaki PAR verimliliğinin (PRUE) arttığı gözlenmiş ve bu uygulamayla ağaçların toplam fotosentezinin arttırılabileceği belirtilmiş.

Effects of Kaolin Application on Light Absorption and Distribution, radiation Use Efficiency and Photosynthesis of Almond and Walnut Canopies

Örnek 3:

Jifon ve Syvertsen (2003)’nin Florida Üniversitesi Narenciye Araştırma ve Eğitim merkezinde, Greyfurt ağaçlarında Surround formülasyonu kullanarak yaptıkları çalışmada, partikül film kaplamasının PAR ışınımlarını yapraklara geçirme oranı, gün ortası yaprak yüzey sıcaklıklarının, buhar basıncının, su kullanma etkinliğinin farklarını ve fotosentez sürelerini ölçmüşler.

Detayı

Çalışmada, surround formülasyonu ile yapılan partikül film kaplamasının ağaçların gün ortası yaprak sıcaklıklarını düşürdüğü, bu sebeple ağaçların daha uzun süre fotosentez yaptıkları, yapraklara geçirilen PAR ışınımlarında azalma olmadığını, ağaçların gün ortasındaki su kullanım etkinliğinin (WUE) arttığını tesbit etmişler.

Kaolin Particle Film Applications Can Increase Photosynthesis and Water Use Efficiency of `Ruby Red’ Grapefruit Leaves

Örnek 4:

M.Glenn’in 2009 yılında yayınladığı, peş peşe çok yılı kapsayan, sulanan ve sulanmayan elma ağaçları üzerindeki çevresel stress, karbon asimilasyonu, buhar basıncı eksikliği (VPD), meyve renk gelişimi detaylı olarak ölçülmüş. Bu çalışma, farklı PAR (fotosentez ışınımları) yoğunlukları altında kontrol ağaçlarına göre karbon asimilasyonlarını ölçtüğü için ayrıca önemli.

Detayı

Glenn’in, Surround formülasyonu kaolin ile yapılan partikül film kaplamasının çiçek tac yapraklarının dökülmesinden itibaren belirli bir düzen içinde hasata kadar kullanılması sırasında ve sonucunda, sıcaklık stresi, su stresiyle baş etme, güneş yanıklıkları, farklı ışık yoğunluklarında karbon asimilasyon değerleri ölçülmüş. Kontrol ağaçlarına göre her durumda eşit veya daha iyi sonuçlar alınmış olmakla birlikte, ışık yoğunluğunun arttığı dönem ve zaman aralıklarında kontrol ağaçlarına göre çok başarılı değerler ölçülmüş. Glenn, ışık yoğunluğunun 1600 μmol·m−2·s−1 ve üzerinde olduğu durumda partikül film kaplamasının, ağaçlara yeterli suyun da sağlanmasıyla çok faydalı olacağını belirtmiş.

Particle Film Mechanisms of Action That Reduce the Effect of Environmental Stress in ‘Empire’ Apple

Örnek 5:

Schupp ve arkadaşlarının 2002’de yayınlanan çalışmalarına göre İdaho ve Newyork bölgelerinde elma bahçelerinde Temmuz ayından başlamak üzere partikül film kaplaması yapılarak güneş yanığı, meyve büyüklükleri ve meyve rengi ölçümleri yapılmış.

Detayı

Çalışmanın yapıldığı 2000 yılında havanın serin gitmesi, uygulamaların elma için geç bir zaman olan Temmuzda başlamış olması sebebiyle meyve büyüklükleri ve rengi bakımından başarılı olmamış. Işık yoğunluğunun düşük olduğu dönemde yapılan partikül film kaplamasının fotosentezde azalmaya sebep olduğu sonucuna varılmış.

Effect of Particle Film on Fruit Sunburn, Maturity and Quality of `Fuji’ and `Honeycrisp’ Apples

Partikül Film Kaplamasının güneş yanıklığı zararına etki mekanizması nedir?

Meyveler üzerindeki güneş yanıklığı zararının sebebi, gözle görülmeyen ultraviyole dalga boyuna ait ışınımlardır. 195nm – 400 nm arasındaki dalga boyuna ait ışınımları, PAR ışınımlarından daha fazla yansıtabilecek optik özelliğe sahip partikül film kaplaması güneş yanıklığı hasarını önemli oranda azaltır.

Bu konuda çok sayıda bilimsel literatür mevcut, ayrıca listelemeyeceğiz.

Sadece güneş yanıklıklarını önlemek için partikül Film Kaplaması uygulanır mı?

İhtiyaç salt güneş yanıklığını engellemek ise, doğru optik özelliklere sahip malzeme, güneş yanıklıklarına sebep olacak ışınım geliş açısına göre güney ve batı yönlerden uygulanarak kısmi partikül film kaplaması yapılabilir.

Malzemenizi doğru seçtiniz ise bu uygulama ile güneş yanığı hasarları önemli derecede azalırken ağaçlarınız fotosentez bakımından sıkıntı çekmeyecektir.

Önceki bölüm:

Kaolin Hakkında Sıkça Sorulan Sorular – Bölüm 1 – Malzeme

Sonraki bölüm:

Kaolin Hakkında Sıkça Sorulan Sorular – Bölüm 3 – Meyve Sinekleri

12 Comments

  1. sayın meyveli tepe özelikle kaolini hakındaki bilgilerinizi bizimle paylaşmanız ve bizi konu hakında bilgi sahibi yapmanız taktire şayan. Bir sorum olacak izninizle bu yayıcı ve yapıştırıcı özelikte bulduğum wet planttech isimli ürünün reçine bazlı olduğunu firma teyit etti bunu kaolini ile birlikte kullanabilirmiyim teşekür ediyorum

    • Bahsettiğiniz ürün satış sitelerinde var ama üreticisine ait bir bilgi bulamadım. Dolayısıyla ürün hakkında yeterli resmi açıklama mevcut değil.

      Bizim de kullanıp test ettiğimiz reçine esaslı NU-Film-17 diye bir ürün var. Gayet başarılı. Ayrıca Hektaş’ın Vapor Gard diye bir ürünü var. Bu ürünü hiç kullanmadık fakat açıklamalara göre uygun görünüyor.

      Araziniz 100 dekarın üzerindeyse selülöz bazlı başka bir çözüm de önerebiliriz.

      • Sayın meyvelitepe benim arazim 100 dekardan büyük; selüloz bazlı bu ürün hakkında bilgi verebilirseniz işimi çok kolaylaştırırsınız.
        Vereceğiniz bilgi için şimdiden teşekkür eder, Sağlıklı tarım ve özellikle kaolin konusunda Türkiye’deki akademik çalışmaları da aşan bilgi paylaşımlarınız içinde Türk tarımı adına minnettarım.

          • Merhaba
            Sayın Meyvelitepe, selüloz bazlı yayıcı yapıştırıcı için piyasada bulabileceğim hangi ürünleri önerirsiniz.
            Saygılar.

  2. Sevgili Meyvelitepe sakinleri kaolin kilinin don olaylarına etkisi varmıdır teşekkürler

    • Maalesef hayır. Özellikle yerli, işlenmemiş kaolin satıcıları, mayasıl haricinde her şeye iyi geldiğini yazmaktaysa da maalesef gerçek dışıdır ve don zararından, soğuktan korumaz.

      Sadece hidrofobik (ıslanmayan) kaolin kaplaması bitki yüzeyini ıslaklık ve nemden uzak tutmak suretiyle dona karşı 4-5 derece daha töleranslı duruma getirebilir. Bu türden bir kaolin de tarım maksadıyla satılmamaktadır, yerli yabancı kaolinlerin tamamı ıslanabilir özelliklerdedir.

      Çok nadir durumlarda, geç ilkbahar ayazlarında sabah güneşini keserek fotosentezi engellemek suretiyle bitkilerin güneşe aldanmasını, dolayısıyla harekete geçen özsuyun donmasını bir süre erteleyebilir. Dolayısıyla ayaz günlerde sabaha karşı olan aşırı sıcaklık düşüşlerinde bir etkisi yoktur.

    • Yazlık yağ olarak satılan mineral yağ kullanılabilir. Kükürtlü bileşiklerle uyumsuz olduğu için ayrıca dikkat ister. Bacillus subtilis isimli bakteri de mildiyö’nün bulaşmasını engelleyici özelliği vardır.

  3. Merhabalar
    Saatlerce size olan minnetimi anlatabilirim Ama Tek kelime ile ‘iyi ki varsınız’ deyip sizi meşgul etmemek adına özetlemek isterim..
    Kaolin uygulamasını ejder meyvesinin sıcak etkisini azaltmak için kullanabilirmiyiz? Ejder meyvesi sera içinde yetiştiği için güneşin etkisini azaltmaya yarayacakmıdır diye bir sorum olacak size. Sera içi 48 derece şu an neyazık ! Yapraksız bir bitki olduğundan gövde üzerinde meyve verdiğinden yanıt bulamadım araştırmalarımda !
    Sevgi ile kalım

    • Merhaba, sera içindeki sıcaklık güneş ışınımlarının bitki yüzeyine teması sebebiyle oluşan sıcaklık değil, ışınımların sera içindeki havayı ısıtması ile oluşan sıcaklık. Yani bitki, seradaki sıcak hava ile temas ediyor. Bu durumda bitkinin maruz kaldığı ısı konveksiyon ısınması. Bu durumda kaolinin sıcaklık bakımından herhangi bir faydası olmaz. Sera içindeki havanın daha hızlı değişmesini sağlayacak bir düzenek çok daha yararlı olur. Başka bir alternatif, sera tavanının dışarıdan yansıtıcı bir malzemeyle (söz gelimi kaolin) kaplanması ve içerideki havanın ısınmasının azaltılması olabilir. Ancak bu durumda seraya giren fotosentez ışınımları da azalacaktır.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*