Bitkilerin uyanmasıyla birlikte çok yüksek tempo ile çalışmaya başladık. Erkenci çiçekler çoktan açtılar. Laleler her zaman olduğu gibi bulundukları yeri tamamen değiştiriveriyorlar.
Resmin arka planında görünen çiçek ilk yıl açmayan bir çok yıllık. Yaprak şekli biraz farklı da olsa biz onu hatmi zannediyorduk ki, Nisan başından itibaren hızla büyüyüp, birden bire tomurcuklanarak açıverdi. Üzerleri yüzlerce tomurcuk dolu. Işıklı yerdekilerin boyu şimdiden 70 cm’yi buldu.
İşin ilginç tarafı, böyle bir çiçek ektiğimizin farkında da değiliz. “Candytuft” isminde bir çiçek ekmiştik geçen yıl. O da küçük çok sayıda beyaz çiçekli. Fakat onun boyu en fazla 30 cm oluyor diye biliyorduk. Nitekim öyle çiçeklerimiz oldu geçen yıl. O zaman bu nedir, biraz aklımız karıştı.
Yine de, neyse ne diyoruz. Çünkü çok güzeller. Bahçenin değişik yerlerine de ekmişiz. Hepsi birden açarak bahçemizi şenlendirdiler.
Yüksükotları (foxglove) Mart ortasından bu yana çok kuvvetli yaprak geliştiriyorlar. Henüz çiçek açma emaresi yok. Fakat, ilk yılda bir kaç küçük yapraktan oluşan cılız birer bitkiyken, bu yıl her biri kocaman bir küme oldu. Sanıyorum ki kuvvetli çiçek sapları uzatıp, çan şeklindeki çiçekleriyle bizleri mutlu edecekler.
Hatmiler de aynı yüksükotları gibi kuvvetli yaprak ve gövde oluşturma çabasına girdiler. Mayıs ayı ortalarından itibaren çiçekler için harekete geçececeklerini tahmin ediyorum.
Aster tohumlarını lalelerin aralarına doğrudan toprağa ektik. Çimlenmeleri biraz zaman alır diye düşünüyoruz.
Nikotiana çiçeği normalde tek yıllıktır. Fakat, tuhaf bir şey oldu. Çoğu kışın ölmedi. Ocak sonuna kadar açanlar oldu. Şimdilerde eski gövdelerinden yeni sürgünler ve çiçek tomurcukları vermeye başladılar. İnanılır gibi değil doğrusu. Böyle giderse, Mayıs ayında geçen yılki gövdelerinden yeniden çiçek açan nikotiana çiçeği resimleri yayınlayacağım. Ayrıca serada bir kaba ektiğim nikotiana tohumları da hiç eksiksiz çimlendiler. Fidelerini dikecek bir yer bulabilecek miyim çok emin değilim.
Seradaki tohumlarımızı biraz geç ekmiştik. Fakat gelişimleri fena değil. Toprağın ısınıp bahçeye dikilme zamanı geldiğinde yetişmiş olacaklar.
Hatta bazıları biraz fazla gelişti gibi. Toprak henüz ısınmadığı, geceleri de hava soğuduğu için serada tutmamız gerekiyor.
Fazla büyüyenleri saksılara şaşırtarak muhafaza etmeye çalışacağız.
Geçen yıl tohumdan ürettiğimiz üvez fidanlarımız, geçen yılki boylarının neredeyse üç misline çıktılar.
Onları da strese girmemeleri için şimdilik dışarı çıkartmıyoruz. Mayıs ortasına kadar beklemek emniyetli olur diye düşünüyoruz.
Güzel haber, bahçedeki üvez ağacımızın üstü salkım salkım meyve tomurcuğu dolu.
Dikine duvara asacağımız çuvalda çilek denemesi de fena gitmiyor. Kökleri çuvaldaki toprağa iyice yerleşip yapraklarını çıkardılar.
Alt sıradaki kadife çiçekleri de ikinci çiçeklerini açmaya başladılar.
İki hafta önce kaplardan birini doldurduğumuz malzemenin rengi iyice değişti. Fermantasyon hala devam ediyor. İç ısısı yaklaşık 50 derece. İki hafta sonra kullanılabilir hele gelmesini umut ediyoruz. Bir diğer kabı da bu hafta sonu, 12 çuval çim kırpıntısı ve 4 çuval söğüt, kavak talaşı karışımıyla doldurduk. Bugün kontrol ettiğimde çok yüksek ısıya çıkmıştı.
Ve, likapa fidanlarımız çiçek açmaya başladılar. Doğrusu tam bir sürpriz oldu. Bu yıl beklemiyordum.
Cok guzel gelmis bahar Meyvelitepe’ye. Ilk ve son baharin en sevdigim mevsimler olduguna karar verdim!:)
Dikine cuvalda cilek denemesi cok ilginc. Cilekleri tohumdan mi baslattiniz? Ben de cocuklugumda yedigim cileklerden bulunca dikecegim mutlaka.
Eger yol yakin olsa, hem gelip sizin oralari gormek hem de dikecek yer bulamadiginiz seranizdaki fideler konusunda size yardimci olmak isterdim!;) Belki baska bir bahara…
Iyi haftalar.
bende hayran hayran bakıyorum ohh emeklı olunca bende yapacam inşalah şimdilik ufak bahçemle idare edeyim o çilekleri çok merak edıyorum bakalım nasıl olacak büyüyünce
Merhaba Pınar, ah keşke, keşke yakın olsaydınız, ama bekleriz ilk fırsatta.
“Aromas” cinsi yediveren olduğu söylenen çilek fidelerini ağaçlar netten Selahattin Hoca temin ediyor. Kargoyla fide olarak geldiler.
Leman hanım ufak da olsa bir bahçeniz varmış anladığım kadarıyla, ne güzel. İnşallah hayalinizdeki de bir bakarsınız gerçek oluverir. Çilekleri biz de merakla bekliyoruz doğrusu.
Sevgiler…
Likapa çiçekleri benim için günün sürprizi oldu! Tam da dün yediğim çileklerin yanında şöyle ağzıma avuçla tıkacak blueberry’lerim olsaydı diye hayal kurup “seneye olur” diye kendimi avutmuşken 🙂
Hay Allah hesaplar karıştı, üstteki yorumu yazan Meyvelitepe’nin küçüğü Alis’tir.
selam;
sayenızde likapa fidelerinden ben de almıştım aynı fidanlıktan..bugün ben de bahçeyi gezerken çiçeklendiğini gördüm,işin komiği ben birkaç aya olur yeriz ne güzel diye gayet olumlu affirmasyon yapmışım.
agrohum da aldık,bionem de ,neemazal da aldık..şimdi tek sorun bunları doğru zamanda toprağa uygulamak olacak…fıdeleri evde büyüttük mayısın 2.haftasını bekliyoruz ama babamla bir türlü anlaşamadık.hem agrohumu hem de bıonemı aynı zamanda uygulayabılır mıyız sizce?şimdiden tşkrler
Şebnem hanım,
Fidanlarınız hayırlı ve bol ürünlü olur inşallah. Notunuzdan fidanları bahçeye diktiniz mi dikmediniz mi anlayamadım.
Dikmediyseniz, fidan çukuruna fidan başına 1.5kg kadar agrohum döküp toprakla karıştırmanız yerinde olur. Dikilmiş fidan ve ağaçlarınıza ise, fidanın taç genişliği kadar 15 santim kadar açıp toprakla karıştırarak geri doldurmanız ve iyice sulamanız gerekecek.
Bionem, topraktan da uygulanabilir olmakla birlikte yapraktan püskürtme şeklinde de uygulayabilirsiniz. 15 günde bir uygulama yapılması öneriliyor. Mantarlara karşı koruyucu olarak kullanılıyor.
Neemazal ise zehirsiz bir insektisit. Tamamen zararlıları hedef alacak bir program yapmalısınız. Elbette o da bitkilerin yapraklarına püskürtülüyor. Bionem ve Neemazal’ın biribirine karışmaması lazımmış.
Kolay gelsin. Bahçeniz şen olsun.
Anneler gününüzü kutlu olsun. Bu arada ne alemdesiniz merak içindeyim…
Teşekkürler. Hem bahçe hem de diğer işler çok yoğun bu günlerde. Bu yüzden burayı biraz ihmal ettik. Pek çok gelişme ve hazırlık var oysa.