Chinampa’ların ışığı – 1

Bahar ayları yaz hazırlıklarının artan temposuyla devam ediyor. Fide hazırlama seramızda Mayıs ikinci haftasında yerlerine dikilecek şekilde çimlenme ve büyüme sürelerine göre tohumlar ekildi, çimlendi, büyüyorlar. Sebze adalarında kış aylarında yeşil gübre olarak ektiğimiz baklaları çiçeklenmeye başladıkları için biçtik, kökleri toprakta bırakıp gövde ve yaprakları öğüterek adalara yaydık, öğütülmüş taze bakla gövde ve yaprakları faydalı bakterilere besin olacağı için bakteri popülasyonu hızla artacak. İki yıl beklemiş, içinde artık solucanların yaşayacağı kadar olgunlaşmış ahır gübresinden de adalara ilave ettik. Bir kaç gün içinde hem öğütülmüş baklayı hem de gübreyi toprak altına alarak mikroorganizma faaliyetini de toprak altına alıp, gübredeki azotun havaya karışmasına engel olarak mikroorganizmalara emanet etmiş olacağız.

Bizim gibi pek çok amatör yetiştirici için yazın güzel domates çeşitleri yetiştirmek vazgeçilmez uğraşlardan biridir. Toprak hazırlığında yeterli kalsiyum takviyesi yapmış olmak yaz boyu bazı hassas çeşitlerde can sıkıcı çiçek burnu çürüklüğü görmeden domates hasat etmek için son derece önemli. Domates bitkisi, gerek yokluğundan, gerek alınabilir formda olmadığından ya da başka engeller yüzünden topraktan yeterli kalsiyum alamaz veya aldığı kalsiyumu yaprak ve meyvelere taşıyamaz ise domateslerin altlarında siyah çürüklükler oluşur.

Diyelim ki bu çürüklüklere dair işaretler gördük, mevsim ortasında toprağa kalsiyum takviyesi yapmak çoğu zaman sonuç vermeyecektir. Eksikliği hızlı tamamlamanın tek yolu kalsiyumu yapraktan vermektir. Bunun için hazırlanmış kalsiyumlu yaprak gübreleri var fakat diyelim ki bunlardan da kullanmak istemiyoruz ve organik metodlarla problemi çözmek istiyoruz, ne yapacağız?

Bir çok kişi bilir ama bilmeyenler için bir yöntem söyleyelim.

10 gram temiz ve kuru yumurta kabuğu havanda dövülerek veya blender’da çekilerek toz hale getirilir. Bir kaba 400 gr %5’lik sirke konur (marketlerde satılan sirkeler %5’liktir), toz haline getirilmiş yumurta kabukları sirkeye ilave edilir. 2-3 gün boyunca sık sık karıştırılarak bekletilir. Kabarcıklar çıkaran karışımda sürenin sonunda yumurta kabuklarının tamamen eridiği, dipte çökelti kalmadığı görülür. İçinde yumurta kabuğu eritilmiş sirke 20 litre suya karıştırılarak domateslerin yapraklarına püskürtülür, böylece herhangi bir kimyasal ürüne gerek kalmadan kalsiyum takviyesi yapılmış olunur.

Bu kış zamanımızı boşa geçirmedik, yine kendi şartlarımızdan doğan bir durum sebebiyle ne zamandır aklımızda olan bir tekniği hem öğrenip inceleme, hem de üzerinde biraz zaman harcayıp araştırma yapma fırsatı doğdu. Birkaç ay boyunca araştırma zamanımızı çokça bu konu için kullandık.

Geçen yaz, seradaki adalardan birinde kök zararlısı nematod türedi. Sarımsak ekstresi nematodu baskıladı ama tamamen kurtulmak mümkün olmadı. Sera içinde solarizasyon yapma imkanı da olmadığından bu alanı bir dizi hidroponik denemesi yapmak için değerlendirme kararı aldık.

Hidroponik, bir bitki büyütme tekniği. Durgun su kültürü, akan su kültürü, aeroponik denilen köklere su püskürtme metodu ya da topraksız bir medya kullanılarak (coco-peat, perlit, vb.) yapılanı gibi çeşitli yöntemleri var. Bitkiler suda çözünen besin elementleri ile besleniyor. Besin elementleri bitkilerin doğrudan alabileceği formdaki inorganik element iyonları olabileceği gibi, aquaponic yönteminde  suda yaşayan balıkların ürettiği atıklar ve bunlara bağlı mikroorganizmalar  da olabiliyor. Bu konuda neler yapılıyor diye araştırdığımızda hidroponik uygulamalarda bitki beslemede çok çeşitli yaklaşımlar olduğunu, genellikle bilinenlerin dışında eski ve yeni bir çok denenmiş uygulamanın varlığını gördük.

Seranın bir bölümünü nematod sebebiyle kullanamayacak olmamızı hidroponik ile değerlendirme kararı vermemiz tesadüf değil. Hidroponik yöntemler, bitki fizyolojisini anlamak bakımından çok öğretici. Bugüne kadar hep teorik bilgi seviyesinde yorumlamaya çalıştığımız birincil, ikincil ve iz elementlerin bitkileri nasıl etkilediği, hangi elementlerin hangi oranlarda hangi bitkinin hangi evresinde nasıl etkiler yaptığını doğrudan izleyebilme imkanı veriyor. Temel seviyede de olsa tazelenmiş kimya bilgisi ve besin kombinasyonlarını hazırlayacak kadar malzeme ve alet edavat hidroponik yöntemlerle bitki yetiştirmeye başlamak için yeterli.

Not etmek istediğim bir ayrıntı, inorganik beslemede besin eriyiklerinde kimyasal gübreler değil, bunların saf bileşikler halindeki hammaddeleri kullanılıyor. Temel olarak, suda çözünebilir ve bitkinin ihtiyaç duyduğu pek çok bileşik besin eriyiği hazırlamada kullanılıyor.

Bu güne kadar bitkilerin beslenmek maksadıyla doğrudan aldığı belirlenmiş elementler[1];

1. Mineral olmayan elementler– Hidrojen (H), Oksijen (O), Karbon (C)
2. Birincil mineral elementler– Azot(N), Fosfor(P), Potasyum (K)
3. İkincil mineral elementler– Kalsiyum (Ca), Magnesyum (Mg), Kükürt (S)
4. İkincil mikro elementler — Bor (B), Bakır (Cu), Demir (Fe), Klor (Cl), Mangan (Mn), Molibden (Mo), Sodyum (Na), Nikel (Ni), Çinko(Zn)
5. Faydalı mineraller — Kobalt (Co), Silikon (Si)
6. İz elementler — 100’den fazla

Hazırlanacak besin eriyiğinin hangi bitki için, hangi mineralden kaç ppm (bir litredeki miligram) içermesi gerektiğine dair çoğu deneysel olmak üzere bir çok bilim adamının ve çeşitli üniversitelerin saptadıkları denenip sonuç alınmış değerler var. Bu değerlere formülasyonlar şeklinde ulaşılabiliyor. Hatta, aynı bitkinin farklı evrelerinde farklı formülasyonların daha uygun olduğuna dair saptanmış değerler de var.

Bu elementlerin suda eriyebilir bileşiklerinin molekül ağırlıkları ve elementlerin atom ağırlıkları bilgileri kullanılarak uygulanacak formülasyonun değerlerine ulaşacak şekilde gerekli malzemeler belirlenip, miktarları hesaplanabiliyor. Bu şekilde bitkinin bu güne kadar denenmiş en iyi mineral besin kombinasyonu ile beslenebilmesi sağlanabiliyor.

Meyvelitepe’de temel üretimimiz organik ve doğal tarım prensipleriyle, bundan sonra da öyle olmaya devam edecek. Ancak bu, farklı bir üretim tekniğini tüm boyutlarıyla anlamaya çalışmamıza, tüm bitkisel gıda üretim biçimleri ve bitki besleme şekilleri içinde konumlandırmaya çalışmamıza, dahası bir üretim tekniği olarak hidroponik bitki yetiştirmede uygulanabilecek bitki besleme usullerinin neler olabileceğini araştırmamıza engel değil. Henüz çok kısa bir zamanı kapsayan ilk araştırma ve denemelerimizde dahi doğal tarım yöntemlerimize de destek olabilecek sonuçlar çıkmaya başladı bile.

[1] Adding Biology for soil and Hydropnics Systems ( Carole Ann Rollins, Elaine lngham -2006)

5 Comments

  1. Sizin yazılarınızı her okuyuşumda boşuna 60 yıl yaşamışım diyor ve kendimi çok cahil hissediyorum. 4 yıl önce çıktığım bu yolda pes etmek üzereyim. Malum yaş 60 olunca insan öğrenme güçlüğü çekiyor. Hızlandırılmış eğitime ihtiyacım olduğunu biliyorum, ancak nereden yardım alabileceğimi de bilmiyorum. Sizin başarılarınızın devamını diliyor, azıcık heveslilere sizi takip etmelerini israrla söylüyorum.
    Saygılarımla,

    • Sayın Ayşegül Hanım,
      Sakın pes etmeyin. Ben de 60 yaşındayım ve topraktan daha güzel bir yaşam sunabilen bir dünya yok dışarda:) öğrenmeye çalışmaya, okumaya, el yordamıyla da olsa öğrendiklerimizi uygulamaya çalışmaya devam. Zaman içinde yaşımıza, beden gücümüze, maddi durumuza bağlı gelişen bir orta yol buluyor insan. En azından domates, biber yiyebiliyor, açan çiçekleri keyifle seyredebiliyorum. Daha ne isterim:) bu arada Meyvelitepe’lilerden öğrendiklerime de minnet borçluyum. Herkese sevgiler.

  2. Siyah domates organik olabilirmi önceden hiç görmedim birşey cevaplarsanız sevinirim

    • Olur tabii. Kökeni yüzlerce yıl geriye giden bir çok atalık siyah domates çeşidi var.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*