Sebze adaları – 4

Sanırım sebze adaları deneyimi boyumu fazlasıyla aştı. Nasıl mı? İşte böyle.


 

Sebze adalarındaki her şey devleşti. Ay çiçeklerinin gövde çapları 8cm gibi. Yaptığımız 180’lik bambu kafesler çok kısa kaldı. Tüm bitkiler, özellikle domatesler kafeslerin yüksekliğini 1-1.5 metre kadar geçtiler bile. Hala da büyümeye devam ediyorlar. DÜn saatlerce kafeslere ilaveler yapıp boylarını yükseltmeye çalıştık.

Gelecek yıl için şimdiden ilginç bir planım var. Tek bir adada, tek bir domates bitkisini 5mt’ye yakın büyütüp meyve almayı planlıyorum. Çeşit olarak pembe domates veya siyah cherry olabilir. Sanırım bunun sırrını kaptım. Fakat kule inşa etmek biraz problemli olacak.

Bitkilerin sadece boyları uzamakla kalmadı.

Bunlar cherry domatesler değil. Avustralyada lezzet şampiyonu olmuş, her biri Amasya elması iriliğinde bir çeşit. Geçen yıl yetiştirdiklerimizin tohumlarından. Daha verimli olmasının dışında geçen yıldan farklı değiller. Biz de evladiyelik bir çeşit olarak biliyorduk zaten.

Bunlar siyah cherry’ler.
Her biri pinpon topundan daha iri, ve evet sıkı durun, her salkımda aşağı yukarı yüz domates var.


Bu domatesi resmini çektinden sonra kopartıp tarttım. 740gr geldi. Bunun iki misli büyüklüğünde epeyce domates var.
Uzaktan ağaçta sallanan kabaklar gibi görünüyorlar.Sebze adalarının çok iyi bir teknik olduğunu deneyerek de görmüş oldum. Yükseltilmiş yastıkların içindeki harcın kontrol edilebilir olması, coco-peat’in sağladığı muhteşem kök geliştirme ortamı sayesinde sadece yanmış keçi gübresinin verdiği besin bu sonucu sağladı.Emin olmamakla birlikte EM (etkin mikro-organizma)nın bitkilerin kök gelişiminde çok etkili olduğunu da düşünüyorum. Zira sebze adalarına iki sulamaya EM Aktif ilave etmiştik.EM, çok özetle, topraktaki gübre vs. ile verilen besin maddelerini parçalayıp köklerin alabileceği şekle sokan, normalde toprakta bulunan ve bulunması gereken bir grup mikro-organizma. Yükseltilmiş yastıkarda coco-peat kullandığımız için, bu karışımda gerekli mikro-organizmaların bulunmayacağını düşünerek kullanmıştık.

Kendi yetiştirdiğimiz goji-berry fidanlarımız çiçek açmaya başladılar. Göji-berry, normalde bir yaşını doldurmadan çiçek açmaz. İki yaşından önce meyve bağladığı da nadir görülür.

Bunlar üç buçuk ay önce toplu iğne başından daha küçük tohum halindeydiler. Nasıl oldu da böyle oldu diye üç gündür kafa patlatırken, bugün goji saksılarından birini kaldırıp bakım yapmak istedim. Fakat yerden kaldırmak ne mümkün, kımıldamıyor. Halbuki o saksıları oraya yerleştirmemin üzeinden henüz bir ay geçmedi. Yine de zorlayıp çatır-çutur aldım saksıyı.

Gördüğüm manzara inanılır gibi değildi. Saksının dip deliklerinden parmak kalınlığında kökler aşağıdaki toprağa birer karış yürümüş. Eh, bu durumda çiçek açmasına şaşmamalı. Şaşılması gereken bunun nasıl olduğu. Epey bir düşündükten sonra, üç hafta kadar önce gojileri de EM’li suyla suladığımı hatırladım. EM hakkında okuduklarımla birleştirince, yine de bu kadar kısa sürede böyle bir gelişime şaşırmakla birlikte, anlamlı geldi. Sanırım toprak mikro-organizmaları konusu üzerinde çok zaman harcamaya fazlasıyla değecek.

Önümüzdeki bahara kadar saksılarda tutmayı planladığım gojileri kalıcı yerlerine hemen yerleştirmek bir zorunluluk oldu. Böyle kalırsa, 3-4 metrekare bir yerde 50 gojimiz olacak. Zira seneye mümkün değil yerlerinden kımıldatamayız.

Güvey fenerleri yüklü. Dallarını ayakta tutamıyorlar.

Jalapeno biberler tipik şekilleriyle meydana çıktılar. Kuvvetli ama yenebilir güzel bir acılığı var.

Geçen yılki tohumlarımızdan ürettiğimiz Thai-Dragon’lar, sebze adalarında geçen yıla göre biraz daha büyücek oldular. Üzerlerinde çok biber var.

Yardımcımız İsmail’e, “acaba bunlar geçen senekiler kadar acımıdır?” diye sordum. O da sanki tadına bakıver demişim gibi, birini kopartmasıyla ucundan ısırması bir oldu. Bir-iki saniye sessiz ve hareketsiz kaldı. Sonra ne olduğunu anlayamadığım bir şeyleri feryatla karışık bağırarak artezyenin musluğuna doğru koştu. Depoya su basmakta olan artezyenden yaklaşık bir ton kadar suyu ağzında dolaştırdıktan sonra tam yarım saat söylendi. “Ne diye yetiştirirsin bu şeyi” anlayabildiğim nadir cümlelerdendi. Ben de, “sen dua et. Haberno tohumları geç geldi, bu yıl yetiştirmedik, onun yanında bu thai’ler baklava gibi kalır” dediğimde de bir süre öylece baktı. Artık aklından ne geçirdi bilmem.

Büyümelerine izin verdiğimiz az miktarda nashi, mevsimin ilerlemesiyle birlikte hızla büyüyorlar. Bahçedeki pek çok şey gibi onlar da kaolin kiliyle kaplılar.

Günün sonunda sepetimiz ve kocaman bir bez çanta ile yaptığımız akşamüstü hasatından üçer beşer masaya sığdırabildiklerimiz böyle oldu.

Bunlar da masaya sığdıramadıklarımızdan.

15 Comments

  1. Super olmus bahce, ellerinize saglik!
    Ama bu aci biberleri yiyenlerin akibetini dusunmek bile istemiyorum!:)

  2. em aktif nedir nerden temin edilir sebzelerinizi görünce hayratler ettim maşallah diyelimde nazar deymesin

  3. Duydum ki evinizin sarısı taş yiyip dişlerini kırıyormuş. Bakın beni besleme alın, ben köpeği taş yemeye tövbe ettireyim, (gerçi ilk denemem olacak bu alanda ama) sizi de gece ayaklanıp eve girerek ailenizi yemeye yeltenecek olan bu domateslerden koruyayım.

  4. Maşallah, nazar değmesin 🙂
    Bir kaç sorum olacak.
    1-Sebze adalarını gelecek sene aynı zamanda test amacıyla da kullanmanız bizlere çok şey öğretecek.
    Örneğin aynı sebze ekili bir sebze adasında kadife ve fesleğenler varken diğerinde olmaması durumunda ne olacak
    Yine aynı sebze ekili sebze adasında EMA veya Bionem uygulanmışken diğerinde uygulanmazsa ne olacak?
    2-Sırık domatesle uğraşmak yerine neden oturak-çalı domatesleri tercih etmiyorsunuz?Yine çok erkenci domates türleri olan oregano spring veya sub arctic gibi domatesleri de deneyin derim.
    Sağlıcakla

  5. Selamlar,
    Sizlerle tanışıp-konuşmak, ufku genişlemek, domatesleri görmek ve yemek,sarı karpuz yemek,yeni şeyler öğrenmek, zenginleşmek … Daha ne diyeyim.
    Herşey için teşekkürler…

  6. Herkese tüm iyi ve güzel dilekler, sözler için çok teşekkürler. Bağı, bahçesi, balkonu olanlar için bolluk bereket, olmayanlar için de önce bağ, bahçe diliyorum:)

  7. Magissa, hakikaten keşke bizim kuzunun dişlerini kurtarabilsen, öyle küçük taşlara da yüz vermiyor, neredeyse kaya parçaları seçip eve taşıyor. Öyle üzülüyorum ki kendine ettiği zulme, bir keresinde istemiyorum bunu diye mahsus tekme attım taşa, iki gün küstü bana. Gel sen en iyisi bize komşu ol, hem senin derdine hem de bizimkine derman olur.
    Domatesler gerçekten dediğin gibi bir tehlike arzediyorlar, uzun süre bizden haber alamazsanız bizi garip şekilli domateslerde ararsınız artık:)

  8. Böcekler için, sirke çine atacağınız acı biberi 1 hafta bekletip süzün ve filit ile böcekli ekine sıkın.
    Böceler sirkeden nefret ediyor. Ben limon yapraklarını öyle kurtardım.
    Sagılarımla,

  9. Merhaba bahsettiğiniz avursturalya lezzet şampiyonu olan domatesin cinsini öğrenebilir miyim?
    Teşekkür ederim.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*