Tohumlar ekilecek !

 Bu kış küçük dostlarımız bizi hiç yalnız bırakmadı. Etrafta kuş sayısının arttığını keyifle izliyoruz. Umarız öyle de devam eder.

Bu güzel ve ötücü kuşun adını eşim epey aramıştı. Baştankara’lar Kızılgerdan kuşlarıyla birlikte hergün ve hemen hemen tüm günboyu misafirimiz oldular.

Tabii, onları yakınımıza davet etmenin küçük bir hilesini bulduktan sonra. Çok sevdikleri iki yiyecek olan ayçiçeği ve zeytin tanelerini gelmelerini istediğimiz yere koyunca dört bir yandan çıkıp geldiler.

 Ayçiçeği tamam da zeytine çok rağbet etmelerine şaşırmıştık önce. Sonra zeytinin %25’inin yüksek enerjiye sahip yağ olduğunu hatırlayınca her şey yerli yerine oturdu.

Kafaları kadar zeytin tanesini önce bir yerden delip biraz yerde tırtıklıyorlar. Sonra içlerinden en uyanığı yarımlanmış taneyi aldığı gibi ortadan kayboluyor. Ne gam, hemen yeni bir iki zeytin daha kuşlara sunuluyor.

 Karatavuklar ise kâh uçarak, kah koşarak fırıl fırıl dolaşıyorlar. Sapsarı gagaları ve çok koyu, simsiyah tüyleriyle çok sevimliler. O kadar hızlı hareket ediyorlar ki net fotoğraf almak mümkün olmadı.

Bunların hepsi doğal yaşamda bulunması gereken ve çok faydalı hayvanlar. Baharla birlikte börtü böcek uyanıyor, yumurtalardan milyonlarca yeni böcek çıkıyor. Her bir kuşun günde yüzlerce böcek topladığını düşünürsek, kuşlar olmasaydı halimiz ne olurdu diye düşünmeden yapamıyorum.

Uzun ve yağışlı bir kışın ardından hızlı bir bahar yaşayacağız gibi görünüyor. Yaz için hazırlıklar henüz bitmedi. Yağışlar sebebiyle programın biraz gerisinde olduğumuzu düşünüyorum.

Bu yıl sebze parkıyla birlikte tohum çimlendirip fide yapma ve çelik köklendirme düzenimizi de biraz değiştiriyoruz.

Önce fide yapmak için kullandığımız küçük seradaki düzeni olduğu gibi değiştirdik. Galvaniz saçlardan yapılmış rafları söktük. Onları başka bir yerde değerlendireceğiz. Seranın iki kenarına 70 santim genişliğinde, her biri 2 metreden biraz uzun üçer katlı ahşap raflar yaptık.

Üst ikişer katı tohum ve çelikler için kullanacağız. Tohum çimlendirmedeki süreyi kısaltmak, gelişimi hızlandırmak ve tabii ki çimlenme oranını arttırmak için kontrollü bir ısıtma düzenine ihtiyaç olduğunu düşündük. Bu düzen, bu güne kadar istediğimiz başarıyı elde edemediğimiz çelik köklendirme sürecinde ise hayati bir rol oynayacak.

Knowhow’ını agaçlar.net’de Muharrem beyden aldığımız karbon film ile ısıtma düzeninin en pratik ve garantili teknik olduğuna karar vererek işe giriştik.

Üstten ilk iki rafa önce 3 santim kalınlığındaki köpük kalıplarını yerleştirdik. Silikon ile biribirlerine yapıştırarak tek tabaka haline getirdik. Yanlarında da 15 santim yüksekliğinde köpük yapıştırıyoruz ki çelik köklendireceğimiz alanlar olabildiğince iyi ısı izolasyonuna sahip olsunlar.

Köpüklerin üzerlerine her biri ikişer metre boyunda toplam dört adet karbon filmi elektrik bağlantılarını da yaparak yerleştirdik.

Karbon filmler suya karşı oldukça iyi yalıtılmış görünüyorlar. Buna rağmen güvenemeyerek filmlerin üzerine ikişer kat şeffaf naylon döşedik. Onların da üzerine 2.5 x 5 santim ebadında çıtalarla karbon filmi içine alacak şekilde birer çerçeve yaptık. Filmin ısıtıcı olmayan şeritlerine denk gelecek şekilde ara bağlantı çıtaları yerleştirip vidaladık.

Çerçevelerin üzerlerine 1 cm göz aralığına sahip plastik kaplamalı paslanmaz teli çerçeve ölçüsüne göre kesip ince çıtalarla gerdirip vidaladık.

Böylece, çelik veya tohum ekili viyollerimizi telin üzerine yerleştirebileceğiz ve karbon filmden gelen ısı ile viyoller arasında 2.5 santimlik bir boşluk kalmış olacak.

Viyoller ile film arasında kalan boşluk, ısının viyollere homojen ulaşmasını, filmin ısınması veya soğumasının doğrudan temas etmemesi sebebiyle direk değil dolaylı etki etmesini sağlamış olacağız.

Yarın diğer elektrik işlerini tamamlayacağız. Her bir film için birer termostat ile o bölgedeki ısıyı sabit tutmaya çalışacağız. Her rafa monte edeceğimiz birer duya takacağımız yarımşar watt’l

13 Comments

  1. Kuslariniz ne guzel. Bizim buralarda da taniyabildigimiz bir kac cesit kus var. Umarim zamanla bize de daha cok cesit gelecek. Bu bahar onlar icin aycicegi dikecegiz. Zeytin hic aklima gelmemisti. Kuslarla ilgili bir sorum var yalniz. Burada konustugumuz bir cok insandan kuslarin uzum, seftali, incir, cilek vs. gibi bir cok meyvelerini sahiplerine yedirmemeyi becerdiklerini duyduk!:) Sizin de basiniza geliyor mu? Paylasmayi nasil ogretiyorsunuz? 😉

  2. Gecen yil benimde serce kuslariyla ektiklerimi paylasmam gerekmisti. Tum bezelye ve fasulye filizlerimi yemis bir tane bile birakmamislardi. Bence bu onlarin “goz hakki” yani onlarin payi. Sonucta onlarla ortak yasadigimiz teretoriya da ekip bictikce onlarla paylasmayida bilmeliyiz.
    http://lilininbahcesi.ucoz.com/
    Saygilarimla

  3. Kizilgerdani ilk kez bu kis oglumun resimli kitaplarindan birinde gördük. Bana gösterip sordugunda tam Türkce adini söylemek istedigimden internette baktim. “Kizilgerdan”mis veya “gerdanikizil”, adini da kendini de sevdik. Karatavuklarin öteden beri hayraniyiz zaten.

  4. Sayın meyvelitepe, size bu çeşit sürprizler hoş gelebilir ama ekilenleri çevre sakinleri ile paylaşmaktan çiftçiler epeyce musdariptirler. Köy yerleşim alanı yakınlarına ekilen ayçiçeği ürününü toplamakta acele etmezseniz en ay yarısı ile köydeki serçe, güvercin, kumru gibi komşularınızı beslemiş olursunuz. Geçen yıl kardeşim İstanbul İpsala karayoluna bitişik tarlasına nohut, kavun, karpuz, mısır ve birazda ayçiçeği ekmişti. Yakın komşulardan önce tavşanlar nohutlara dadandı. Tamamını afiyetle yediler. Daha sonra porsuklar kavun karpuzları yedi. En son darbeyi de domuzlar mısırlara vurdu. Geceleri gelip yetişip koçan vermeye başlayan mısırları 10-15 kişilik çoluk çocukları ile birlikte güzelce tükettiler. Biz de geriye kalanları olgunlaşmadan topladık. Kardeşim ne yaptı ise engel olamadı. Gece tüfekle nöbet bile tuttu ama nafile. Sevinsek mi üzülsek mi bilemedim. Küçük hırsızlıklar yada daha yumuşak deyim ile paylaşımlar hoş görülebilir ama her halde özene bezene oluşturduğunuz, üzerine titrediğiniz bahçenizin talan edilmesini bu kadar hoş karşılayamazsınız.
    Çelik köklendirme için kurduğunuz sistem güzel görünüyor. Çelik köklendirme ile ilgili duyduğum ama denemediğim bir bilgiyi aktarmak istiyorum. Araştırıp uygularsanız işiniz kolaylaşabilir. Çeliğin toprağa gömeceğiniz alt ucunda boyuna yaklaşık beş cm lik 2-3 çizik yapar ve bu kısmı hümik asite batırırsanız daha kolay köklenme oluyormuş. Hümik asit doğal bir madde. Köklenmeyi bitkide biyolojik faaliyeti hızlandırıyor.Diğer sebze ve meyvelerde de kullanılıyor. Bu konuyu araştırır uygular ve sayfalarınızda paylaşırsanız memnun olurum. Meyvelitepenizde mutluluklar dilerim.

  5. Evet, yazdığınız gibi çevrede yaşayan hayvanların zaman zaman ekili alanlara zarar verdiği vakidir. Bunun sebeplerine girersek çok boyutlu ve epey de tartışma götüreceğini görürüz.
    Şimdilik, kuşlardan ve sürüngenlerden yana bir derdimiz olmadı. Zaman zaman tilki ve sansar ziyaretçilerimiz oluyor, bir kaç da yılanımız var. Onlardan da bir zarar görmedik. Bazı hayvanların hem yakınınızda olmasını hem de size zarar vermemesini istiyorsanız bazı küçük hileler uygulanabilir. Söz gelimi, biz bu küçük kuşları bahçemizde istiyoruz. Geçen yaz oraya buraya öylesine ektiğimiz ayçiçekleri sayesinde her yer ötücü kuşlarla doldu. Hiç bir zararımız olmadı. Ayçiçeği kellelerinin ortadaki küçük tanelerini onlar yedi, kenardaki büyük tanelerini de biz.

  6. Tamda bahcede gordugum kuslarla ilgili yazi hazirlayacaktim :)o ilk kus mesange bleue (parus caeruleus) gibi yada mesange charbonniere ( parus major) bu bocekleri ve orumcekleri yeme islerine bende pek seviniyorum:)) sizin zeytinlere kiyamam ama vermeye birde yer fistigini cok seviyorlar 🙂

  7. Kızılgerdan’ın bir ismi de nar bülbülü. Nar bülbülünü de sevmekle birlikte kızılgerdanı çok yakıştırıyorum.
    Ben bu bahar topraktan çoook uzaklardayım. Gıptayla okuyorum yazılarınızı. Benim bahçecilik bir sonraki bahara kalıyor bu durumda.
    Çok sevgiler,
    Bilgi

  8. Kızılgerdan’ın diğer adı da çok güzelmiş Bilgi. Biz de merak ediyorduk, camlar takıldı, yazılar kesildi diye:) Bir sonraki bahara bu günlerin acısını çıkarırsınız artık.

    • Ben agaclar.net sitesini Red Chested Robin’in Turkce adini ararken bulmustum… Londra’da oturdugum evin balkonuna bahcesine gelirlerdi ve hep ugur getirdiler. Ingiltere’ye ozgu bir kus oldugunu sanirken once Etiler’de arka bahcemizde sonra da Cihangir’de bir otoparkta sarmasiklarin uzerindeki uzumsu meyveleri yerken gorunce ne kadar sevindigimi anlatamam.

  9. Bu kuşların her biri ayrı güzel, oğluna Trakus sitesinden seslerini de dinletebilirsin, böylece sonradan kuşları seslerinden de tanır belki.

  10. Bu ısıtma filmlerini nereden ne kadara aldınız Biraz bilgi alabilir miyim? Aynı uygulamayı yapmak istiyorum. Detayları verebilirseniz çok mutlu olurum. isterseniz mail olarak da atabilirsiniz.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*