Hoşgeldin sonbahar!

En son yazdığımızın üzerinden neredeyse üç hafta geçmiş. Yaz başında verime başlayan sebzelerimiz hiç durmadan ihtiyacımız olan her şeyi fazlasıyla verdiler. Eş, dost, akraba ve pek çok komşumuz bir süredir domates, fasulye, biber, salatalık, patlıcan, kabak gibi sebzelere para vermediler. Bir çoğu hala devam ediyor. Karpuzlarımızın hepsi birden olunca ne yapacağımızı şaşırdık. Gelecek yıl fidelerimizi fasılalarla dikmeye karar verdik. Sarı karpuzlarımız o kadar tutuldu ki, tadına bakanlar bahçeleri olmasa bile çekirdeklerini atmayıp bir yerlerde biriktirdiler. Anlaşılan seneye saksıda bile olsa bizim karpuzlardan yetiştirmeye kararlılar.

Bu yıl çok farklı türde domatesler yetiştirip bunların arasından seçme yapmayı planlıyorduk. Ancak seçmek çok zor olacak gibi. Her tür kendine göre çok güzel oldu. Avustralya’da lezzet şampiyonu olanlar neredeyse ilkiyle aynı oranda ikinci verime geçtiler. Ukrayna siyahları kahvaltıda nefis aromalarıyla iştah açıcı olurken, siyah cherry’ler nefis lezzetleriyle nerdeyse yemek sonrası meyve ihtiyacını karşılar oldular.

Hepsi çok güzel, yanlız sebze bahçemizi Meyvelitepe’nin alt bölümüne kurmuştuk. Hemen her gün, her biri 30 kilo gelen iki seleyi yukarıya, evin yanına çıkarmayı hesaplayamamışız. En çok bu sebepten güçlük çektik. Tabii, çareler tükenmez. Bahçenin alt bölümünden evin kapısına kadar ring sefer yapacak bir teleferiği planlamaya başladık bile.

 

Bir süredir yakından izlediğimiz cevizler, Ağustosun bitmesiyle birlikte mükemmel olgunluğa geldiler. Bu sabah bir iş toplantısındaydım. Bir ara gözüm toplantıdakilerin ellerine takıldı. Nasıl da hepsinin
elleri bembeyaz, pamuk gibiydi. Sonra kendi ellerime baktım. Parmaklarımın iç tarafları, kısmen avuçlarım kömürcü çırağı gibi ceviz boyasından simsiyah olmuştu. Gülmek geldi içimden, hatta sanırım belli belirsiz güldüm. Benim ellerimi gören olduysa bir anlam verememiştir. Belki çocukluklarından deneyimi olanlar tahmin etmiştir ama bir kaç da İngiliz vardı toplantıda, onlar ne düşünmüştür kimbilir. Yeşil kabuğundan cevizleri ayıklayıp sütlü cevizlerin muhteşem tadına bakmamış iş arkadaşlarım diye düşündüm.

Hurma ağacımız yine yüklü. Meyveler normal büyüklüğe geldiler. Yakında sararmaya başlarlar. Bu yıl olgunlaşıp yumuşamalarını hiç beklemeyip hepsini kurutacağız.

Geçen kış meyve bahçemize diktiğimiz 70 Nashi’den bir fidan kaçak olarak iki meyve verdi. Meyvelerden birini meyve kabuğuna açtıkları bir delikten biz anlayıncaya kadar arılar yedi. Öyle ki, kabuğu ve çekirdeklerin olduğu bölümü bırakıp gerisini tamamen yok etmişler. Kalan bir taneyi tüm aile birer dilim paylaştık. Sonuç, hiç tadını bilmediğimiz bir meyveyi 70 ağaç olacak şekilde dikmek bizim için bir riskti. Fakat meyvanın tadına baktıktan sonra tam isabet olduğu oy birliği ile onaylandı. Gevrek, sulu, çok hoş lezzetli, müthiş aromalı bir meyve.

 

 

Ve kestaneler.. Sonbaharın gerçek habercileri. Cinslerine göre sırayla olgunlaşmaya başladılar.

Zeytinlerden bu yazıda söz etmeyeceğiz. Onlar için ayrı bir yazımız olacak. Yanısıra, Meyvelitepe’yi izleyenler için bir de sürprizimiz belki…

6 Comments

  1. Online bir manav kurup fazlaların da fazlasını satmanızı öneriyorum, benim açımdan tamamen bencilce bir girişimcilik önerisi. 🙂

  2. Hımm.. Haklısın Magissa. Belki biraz daha farklısını yapmak aklımızdan geçiyor. Meyvelitepe’ye özel olan ürünlerimizden, Meyvelitepe’yi takip edenlere, işlenmiş olarak ya da tarifini vererek işlenmemiş olarak göndermeyi planlıyoruz.

  3. Sn.meyvelitepe
    kestane ağaçlarından söz etmişken, bahçenizde 1 ya da 2 adet yeni sistem karakovan bulundurmanızı hararetle öneririm.
    Bu bahçeden çıkan nektarların oluşturduğu doğal bal da size çok keyif verecektir.
    Yine bu bahçede açan binbir çiçeğin polenleri de yine bu kovanlarla size toplanmış olarak geri dönecektir.

  4. Sn.Denizakvaryumu,
    Kovan konusunda haklısınız. Zaten aklımızda. Gelecek yıl 5 kovan koymayı planlıyoruz. Civar arazi ve bahçenin sınırlarında çok miktarda kestane ağacı var. Kestane çiçeklerinden yapılan balın ne kadar güzel, şifalı ve değerli olduğu bilirsiniz. Tozlaşma için de en ideal yararlılar arılar olduğundan çok umutluyuz.
    Teşekkürler

  5. Sn.meyvelitepe
    gelecek yıl alacağınız kovanlar karakovan tipinde olsun ki, temek petek takma gereği duymayın.
    Fenni kovan tabir edilen günümüz kovanlarındaki çıtalara, yapay parafinli temel petek takılıyor ve tel geçiriliyor yani arı kendi peteğini yapmıyor.
    Karakovan diye belirttiğimiz kovanlarda ise çıtalar küçük olduğundan temel peteğe gerek duyulmuyor.Arı kendi peteğini kendi yapıyor
    Bu durum bal verimini etkilese de sonuçta çatır çatır peteğiyle bal yeme zevkine (parafinsiz)kavuşuluyor.Yapay petekli bal yediğinizde bal mumu erimiyor ve ağzınızda sakız gibi kalıyor.
    Piyasada temel peteklerin parafinsiz olduğu iddia edilse de her zaman bu durum şüpheli.
    Ancak kendi peteğinizi kendiniz imal ederseniz bu durum değişebilir.
    Kolay gelsin.

  6. merhaba
    ben de nahsi dikmek istiyorum
    fidan bulma konusunda yardımcı olabilirmisiniz?

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*