Chinampa’ların ışığı – 6

Hidroponik sistemlerde bitki köklerine bol oksijen sağlamak başarılı bitki yetiştirmenin en önemli unsurlarından biri. İster durgun su, akan su, ya da köklere su püskürtme yöntemi, ister katı ortam, hatta aquaponik yöntemlerde besin içeren solusyonda maksimum oranda oksijen çözmek, bitkiyi sağlıklı bir şekilde yaşatabilmenin de ön koşulu. Esasında köklerin oksijene ihtiyaç duyması her türlü topraklı yetiştiricilikte de aynı şekilde sağlanması gereken bir durum.

Hidroponik sistemlerde köklere oksijen sağlamanın en kolay ve en çok uygulanan yöntemi besin solusyonlarına hava vererek oksijenin suda çözünmesini sağlamak. Köklerin bir katı ortam içinde olduğu yöntemlerde söz konusu medyanın gözenekli ve kolayca hava alabilir olması (coco-peat, perlit gibi) işi kolaylaştıran bir durum oluyor.

E.Ingham’ın toprağa ve hidroponik sistemlere biyoloji eklenmesi çalışmasında, “biyoloji” ile topraktaki besin zincirinde var olan faydalı mikroorganizmaların olabildiğince çeşitlilik içerecek şekilde toprağa, topraksız ortama veya besin solüsyonuna eklenmesi kastediliyor.

Toprağa ve hidroponik sistemlere biyoloji eklenmesinin yöntemi olarak, yine Dr.Ingham’ın üzerinde çok çalıştığı [1] kompost çayı kullanılarak yapılıyor. Kompost çayı ve hidroponik sistemlerin en önemli ortak noktası ise hem kompost çayında hem de hidroponik besin solüsyonlarında maksimum oranda çözünmüş oksijen gereksinimidir. Dr.Ingham, toprak besin zincirindeki faydalı organizmaların tamamının aerobik (oksijen seven) organizmalar olduğunu belirtiyor. Bu sebeple havalandırılarak hazırlanan kompost çayında çözündürülen oksijenin, oksijensiz ortam mikroorganizmalarının (anaerobik) elimine edilmesini sağladığını, dolayısıyla bu sayede bir çoğu oksijensiz ortam seven patojenlerin de ortadan kaldırıldığını vurguluyor.

Usulune uygun ve kaliteli bir komposttan elde edilen ve havalandırma işlemine tabi tutularak hazırlanan iyi bir kompost çayının topraklı ve topraksız yetiştiricilik uygulamalarında kullanılabileceğini anlatıyor.

Topraklı tarımda, özellikle organik yetiştiricilikte kompost çayı kullanımı zaten çok kişi tarafından uzun zamandır bilinen, uygulanan ve başarılı sonuçlar alınan bir yöntem. Akan su, durgun su, katı ortam vb. Hidroponik teknikler de hem amatör yetiştiricilerin terasında, balkonunda hem de profosyonel yetiştiricilikte uzun zamandır uygulanıyor. Hidroponik yetiştiricilikte ağırlıklı olarak sadece bitkilerin doğrudan alabileceği inorganik mineraller içeren besin solüsyonları kullanılıyor.

Bu şekilde yetiştirilmiş ürünler, besin solüsyonları doğru malzemelerle hazırlandığı ve herhangi bir pestisite maruz bırakılmadıkları takdirde tüketenlerin sağlığına zararlı olmadıkları gibi, temel besin elementlerinin hepsini içerdiklerinden faydalıdır. Fakat, hidroponik tekniklerde de besin solüsyonlarını zenginleştirmek, toprakta bulunan bitkileri besleyen çeşitliliğe yaklaştırmak, bitki besleme kavramını doğrudan bitkiyi beslemekten, ortamı beslemeye dönüştürerek ortamın da bitkiyi beslemesini sağlayacak şekilde değiştirmenin önü açılabilir görünüyor.

Kompost çayının hidroponik tekniklerde kullanılabilirliği, toprakta bitkisel taze gıda üretmenin kısıtlarını aşmada çok önemli bir teknikler bütünü olan hidroponik yöntemleri zenginleştirmede önemli bir aşama olarak görülebilir.

Bitkilerin kökleri vasıtasıyla doğrudan alabileceği şekillere sokulmuş inorganik minerallerle hazırlanmış besin solusyoları kullanılarak bitki yetiştiriciliği son yüz yılın uygulaması olmakla birlikte, su kültürleriyle bitki yetiştirerek yiyecek üretilebilen tekniklerin temelleri çok daha öncelere, kimine göre antik çağlara, daha kesin kanıtlara göre de 1500’lü yıllara gidiyor.

İnorganik minerallerle hazırlanmış solusyonlar kullanılarak yetiştirilmiş bitkilerden elde edilen yiyeceklerin sağlığa bir zararı olmasa da, toprak ve toprak organizmalarının sağladığı çeşitlilik bakımından nisbeten zayıf olmasının yanısıra, doğal kaynaklardan, madenlerden, sanayi kullanılarak elde edilen inorganik mineraller, uzun vadede doğal kaynakların tüketilmesi, üretim ve lojistik için kullanılan enerji gereksinimi bakımından sürdürülebilirliği tartışmalı bir durum.

İkinci dünya savaşı sonrasındaki hızlı sanayileşme sürecinde inorganik mineral üretimi, o zamana kadar henüz dokunulmamış doğal kaynakların bitmeyecek gibi görünmesi, dev savaş sanayisi yatırımlarını korumak adına dönüştürülmesi ve başka pek çok politik strateji sebebiyle sürekli pompalandı. Gübreye dönüştürülmüş inorganik mineraller hem topraklı hem de topraksız tarımın adeta yegane ve vazgeçilemez bileşeni olarak kabul ettirildi. Bu sebeple inorganik mineral kullanımıyla neredeyse özdeşleşmiş hidroponik tekniklerin ezberini bozabilecek nitelikteki yaklaşımları çok önemli buluyoruz çünkü bir teknik olarak hidroponiğin toprakta tarım yapmanın bir çok kısıtını kaldıran yöntemler bütünü olduğunu düşünüyoruz.

Kışın hazırlıklarına başladığımız, ilk ürünlerimizi hidroponik sistemimizde inorganik besinler kullanarak yetiştirdiğimiz kıvırcıklardan boşalan yerde farklı besleme yöntemlerini yan yana kullanarak aradaki farklılıkları gözleyebilmek üzere kapya biberlerle dolduruyoruz. Gruplar halinde, organik, sadece kompost çayı ile beslenen hidroponik, kompost çayı ve inorganik besinlerin birlikte kullanılacağı hidroponik, sadece inorganik besin ile beslenen hidroponik olmak üzere dört grupta inceleyeceğiz. Kompost çayı için elimizde hayli çeşitli kompostlar bulunmasına rağmen solucan gübresinden elde edeceğimiz çay ile başlamayı planlıyoruz.

[1] The Compost Tea Brewing Manual  Elaine R. Ingham 5.basım

1 Comment

  1. Son beş yazıyı okurken aklımın bir köşesinde dönüp duranları son yazıda vermişsiniz:

    “doğal kaynaklardan, madenlerden, sanayi kullanılarak elde edilen inorganik mineraller, uzun vadede doğal kaynakların tüketilmesi, üretim ve lojistik için kullanılan enerji gereksinimi bakımından sürdürülebilirliği tartışmalı bir durum.”

    Bununla birlikte hemen her yazıda değinmiş olduğunuz:

    “İnorganik minerallerle hazırlanmış solusyonlar kullanılarak yetiştirilmiş bitkilerden elde edilen yiyeceklerin sağlığa bir zararı olmasa da, toprak ve toprak organizmalarının sağladığı çeşitlilik bakımından nisbeten zayıf olması (…)”

    Hidroponik sistemlerle ilgili kaygılarımı tam olarak bu iki konu besliyordu. Büyük ölçüde kapalı bir sistem içerisinde, dışarıdan girdi olmadan döndürülecek bir hidroponik sistemin olabileceğine dair bir şeyler kıpırdandı içimde. Bu durumda tezahüratım kompost çayına…

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*